KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ 1-100 101-200 201-300301-400 Sonraki >> ]
2 : 194
Saygın ay saygın aya karşılıktır. Saygınlıklar karşılıklıdır. Kim size saldırırsa, siz de, size saldırdığı kadar ona saldırın. Allaha saygılı olun. Allah'ın saygılı olanlardan yana olduğunu bilin.
 

2 : 195
Allah yolunda harcamada bulunun. Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyi davranın, doğrusu Allah iyi davrananları sever.
 

2 : 196
Allah için haccı ve umreyi tamamlayın. Eğer alıkonursanız, kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban yerine ulaşıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin. Sizden biri hasta olur veya başında bir rahatsızlık bulunursa, o, fidye olarak ya oruç tutar, ya sadaka verir veya kurban keser. Güvende olduğunuz zaman, hacca kadar umreden gönenen kimse, kolayına gelen bir kurban keser. Bulamayan, hacda üç gün ve döndüğünüzde yedi gün ki, hepsi tam on gün eder, oruç tutar. Bu, Mescid-i Haram'da oturmayan kimseleredir. Allah a saygılı olun ve Allah'ın cezalandırmasının çetin olduğunu bilin.
 

2 : 197
Hac, bilinen aylarda olur. Kim bu aylarda hac yapmayı kararlaştırırsa, hacda kadına yaklaşma, sövüşme ve tartışma yoktur. Yaptığınız herhangi bir iyiliği Allah bilir. Kendinize azık edinin. Ama azığın en iyisi saygınlıktır. Ey öz akıl sahipleri! Bana saygılı olun.
 

2 : 198
Rabbinizden bol bol istemenizde size bir günah yoktur. Arafat’tan sökün ettiğiniz zaman, Allah’ı Meş’arı Haram’da anın. O’nu, size öğrettiği biçimde anın. Ve siz önceleri yoldan çıkmışlardan idiniz.
 

2 : 199
Sonra, insanların akın ettiği yerden siz de akın edin. Allah’tan bağışlanma dileyin. Doğrusu, Allah bağışlar, acır.
 

2 : 200
Hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, babalarınızı andığınız gibi ya da daha kuvvetli bir anışla Allah’ı anın. İnsanlardan “Rabbimiz! Bize dünyada ver” diyen vardır. Öylesine gelecektekinde bir pay yoktur.
 

2 : 201
İnsanlardan “Rabbimiz! Bize şimdikinde de güzel olanı, gelecektekinde de güzel olanı ver, bizi ateşin azabından koru” diyen vardır.
 

2 : 202
İşte, onlara kazandıklarından bir pay vardır. Allah çabuk hesap görür.
 

2 : 203
Ve sayılı günlerde Allah'ı anın. İki günde acele edene günah yoktur, saygılı olan geri kalsa ona da günah yoktur. Allah a saygılı olun ve Onda toplanacağınızı bilin.
 

2 : 204
İnsanların içinde dünya hayatı ile ilgili sözü senin hoşuna giden vardır. Ve gönlünde olana da Allah'ı tanık tutar. Halbuki o, düşmanların en yamanıdır.
 

2 : 205
Ve o, iş başına geçtiği zaman, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekini ve soyu yok etmeye uğraşır. Oysa, Allah bozgunculuğu sevmez.
 

2 : 206
Ve ona “Allah'a saygılı ol!'' denildiği zaman, çalımı kendisine günah işletir. Artık onun hesabını cehennem görür ve o ne kötü döşemlidir!
 

2 : 207
Ve insanlar arasında, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için canını verenler vardır. Allah da kullarına pek merhametlidir.
 

2 : 208
Ey inananlar! Hep birden barışa girin, şeytanın adımlarını izlemeyin. Doğrusu, o size apaçık bir düşmandır.
 

2 : 209
Size açık belgeler geldikten sonra yine tökezlerseniz, biliniz ki, Allah güçlüdür, bilgedir.
 

2 : 210
Onlar, buluttan gölgeler içinde Allah'ın ve meleklerin kendilerine gelmesini mi bekliyorlar? O durumda iş bitmiş olur, oysa bütün işler Allah'a götürülür.
 

2 : 211
İsrailoğullarına bir sor. Onlara nice apaçık belgeler verdik. Allah’ın nimetini, kendisine geldikten sonra kim değiştirirse, doğrusu, Allah’ın cezalandırması çetindir.
 

2 : 212
Dünya hayatı inkarcılara süslü görünür. Onlar da inananlarla alay ederler. Oysa, saygılı olanlar diriliş gününde onlardan üstündürler. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.
 

2 : 213
İnsanlar tek bir millet idi. Allah peygamberleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi. Anlaşmazlığa düşecekleri hususlarda aralarında hüküm vermek için, gerçekten kitabı onlarla indirdi. Ancak, kitap verilenler, kendilerine belgeler gelmişken, aralarındaki düşmanlıktan dolayı onda anlaşmazlığa düştüler. Ne var ki, Allah, inananları anlaşmazlığa düştükleri hususta, bilerek gerçeğe yöneltti. Allah dileyene doğru yol gösterir.
 

2 : 214
Yoksa, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Allah’ın elçisi ve onunla beraber bulunan müminler, "Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek derecede darlığa, zorluğa uğramış ve sarsılmışlardı. Dikkat! Doğrusu Allah’ın yardımı yakındır.
 

2 : 215
Ne vereceklerini sana sorarlar. De ki: “Yapacağınız iyilikler, ana baba, en yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolculara olur. Yaptığınız her iyiliği, doğrusu Allah bilir.”
 

2 : 216
Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı. Bazen hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinize olabilir ve sevdiğiniz bir şey de sizin kötülüğünüze olabilir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
 

2 : 217
Sana saygın aydaki savaştan soruyorlar. De ki: “Onda savaşmak büyük günahtır. Ama, Allah yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Saygın Mescide engel koymak, halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük günahtır. Kargaşalık çıkarmak ise öldürmekten daha büyük suçtur.” Güçleri yetmiş olsa, sizi dininizden çevirinceye kadar, sizinle savaşı sürdürürler. İçinizden kim dininden dönüp inkârcı olarak ölürse, işte, onların işleri dünya ve ahirette boşa gider. Ve işte, onlar ateşliklerdir. Onlar orada temellidirler.
 

2 : 218
Doğrusu, inananlar, göç edenler ve Allah yolunda güç sarfedenler, işte bunlar, Allah’ın rahmetini umarlar. Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

2 : 219
Sana içkiden ve kumardan soruyorlar, de ki: “İkisinde hem büyük günah, hem de insanlara faydalar vardır. Ama ikisinin günahları faydalarından daha büyüktür.” Ve sana ne vereceklerini de soruyorlar, de ki: “Verebileceğini.” Düşününüz diye, Allah ilkelerini size böyle açıklıyor.
 

2 : 220
Şimdikinde ve sonrakinde. Ve sana öksüzleri sorarlar, de ki: “Onların işlerini düzeltmek çok iyidir.” Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, sizin kardeşlerinizdirler. Allah bozguncuyu düzelticiden ayırmasını bilir. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Doğrusu, Allah yücedir, bilgedir.
 

2 : 221
İnanmadıkça, Allaha ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. İnançlı bir kadın hoşunuza giden ortak koşan bir kadından daha iyidir. İnanmadıkça ortak koşan erkekleri evlendirmeyin. İnanmış bir erkek hoşunuza giden ortak koşan bir erkekten daha iyidir. Onlar ateşe çağırır, Allah ise bildirimiyle cennete ve bağışlanmaya çağırır ve iyice düşünsünler diye belgelerini insanlara açıklar.
 

2 : 222
Sana kanamadan sorarlar. De ki: “O bir incinmedir.” Kanama sırasında kadınlardan uzak durun, temiz olmalarına kadar onlara yanaşmayın. Ama temizlendikleri zaman, Allah’ın buyurduğu yönden onlara yaklaşın. Doğrusu, Allah çok tövbe edenleri sever ve temizlenenleri sever.
 

2 : 223
Kadınlarınız sizin ürün yerinizdir. Öyle ise ürün yerinize istediğiniz gibi yaklaşın ve kendinizi hazırlayın ve Allah a saygılı olun. Ona kavuşacağınızı bilin, artık inananlara müjde ver!
 

2 : 224
İnsanların arasını bulacaksınız, saygılı olacaksınız ve iyilik yapacaksınız gösterişiyle, yeminlerinizde Allah’ın adını kullanmayın. Allah işitir, bilir.
 

2 : 225
Allah sizi, yeminlerinizdeki dil sürçmesinden sorumlu tutmaz, ancak sizi gönüllerinizin kazandığı ile sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, ivecen olmayandır.
 

2 : 226
Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenlere dört ay bekleme süresi vardır. Eğer yeminlerinden dönerlerse, doğrusu, Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

2 : 227
Eğer boşanmaya karar verirlerse, doğrusu, Allah işitendir, bilendir. Boşanmış kadınlar, üç temizlenme süresince kendilerini gözlerler. Eğer, Allaha ve sonraki güne inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helal olmaz. Kocaları barışmak isterlerse bu hususta karılarını geri almakta daha çok hak sahibidirler. Duruma uygun olarak kadınların sorumlulukları kadar hakları vardır. Ancak erkeklerin kadınlardan artı bir sorumlulukları vardır. Allah yücedir, bilgedir.
 

2 : 228
Eğer boşanmaya karar verirlerse, doğrusu, Allah işitendir, bilendir. Boşanmış kadınlar, üç temizlenme süresince kendilerini gözlerler. Eğer, Allaha ve sonraki güne inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helal olmaz. Kocaları barışmak isterlerse bu hususta karılarını geri almakta daha çok hak sahibidirler. Duruma uygun olarak kadınların sorumlulukları kadar hakları vardır. Ancak erkeklerin kadınlardan artı bir sorumlulukları vardır. Allah yücedir, bilgedir.
 

2 : 229
Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutun veya güzelce bırakın. İkisi Allah’ın sınırlarını koruyamamaktan korkmadıkça, kadınlara verdiğinizden hiçbir şey geri almanız doğru olmaz. Eğer, ikisinin de Allah’ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız, kadının bir ödemede bulunmasında ikisine de günah yüklenmez. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Bunları aşmayın. Kim Allah’ın sınırlarını çiğnerse, işte, onlar zalimlerdir. Bundan sonra kadını boşarsa, kadın başka birisi ile evlenmedikçe bir daha kendisine helal olmaz. Eğer, o da kadını boşarsa, bu durumda ikisi de Allah’ın sınırlarını koruyacaklarına inanırlarsa birbirlerine dönmelerinde ikisine de günah yoktur. Bunlar, anlayan ulusa Allah’ın açıkladığı yasalarıdır.
 

2 : 230
Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutun veya güzelce bırakın. İkisi Allah’ın sınırlarını koruyamamaktan korkmadıkça, kadınlara verdiğinizden hiçbir şey geri almanız doğru olmaz. Eğer, ikisinin de Allah’ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız, kadının bir ödemede bulunmasında ikisine de günah yüklenmez. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Bunları aşmayın. Kim Allah’ın sınırlarını çiğnerse, işte, onlar zalimlerdir. Bundan sonra kadını boşarsa, kadın başka birisi ile evlenmedikçe bir daha kendisine helal olmaz. Eğer, o da kadını boşarsa, bu durumda ikisi de Allah’ın sınırlarını koruyacaklarına inanırlarsa birbirlerine dönmelerinde ikisine de günah yoktur. Bunlar, anlayan ulusa Allah’ın açıkladığı yasalarıdır.
 

2 : 231
Kadınları boşadığınızda, sürelerini bitirince onları ya iyilikle tutun, ya da iyilikle onlara yol verin. Düşmanlık etmek ve zarar vermek amacıyla onları tutmayın. Bunu kim yaparsa, kendine kıymış olur. Allah'ın hükümlerini de alaya almayın. Allah'ın size olan nimetini, size öğüt vermek üzere size indirdiği kitabı ve bilgeliği hatırlayın. Allah'a saygılı olun ve Allah'ın her şeyi bildiğini bilin.
 

2 : 232
Kadınları boşadığınızda, süreleri bitince uygun olarak aralarında anlaştıkları zaman, kocaları ile evlenmelerine engel olmayın. Bununla, içinizden Allah'a ve sonraki güne inanmış olan kimseye öğüt verilmektedir. Bu, sizin için daha nezih ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
 

2 : 233
Anneler, emzirmeyi tamamlamak isteyen için çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Emzirenlerin yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak, çocuk kendisi için doğurulana düşer. Herkes ancak gücü kadar sorumlu tutulur. Doğuran çocuğundan ve kendisi için doğurulan da çocuğundan dolayı zarara sokulmasın. Mirasçı olana da aynısı gerekir. Ana baba aralarında danışarak ve anlaşarak çocuğu sütten kesmek isterlerse, onlara bir günah yoktur. Çocuklarınıza süt anne tutmak isterseniz, vereceğinizi duruma uygun bir şekilde öderseniz, size bir sorumluluk yoktur. Allah'a saygılı olun ve Allah'ın yaptıklarınızı gördüğünü bilin.
 

2 : 234
Erkeklerinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler kendilerini dört ay on gün gözlerler. Sürelerinin sonuna erdiklerinde, kendi haklarında meşru olanı yapmalarından dolayı size bir sorumluluk yüklenmez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 

2 : 235
Ve kadınlara, üstü kapalı bir şekilde evlenme önermenizde veya gönlünüzde onu saklı tutmanızda size sorumluluk yoktur. Allah onları anacağınızı bilir. Ancak, akla uygun söz söylemenin dışında, onlarla gizlice buluşmak üzere söz vermeyin. Kesin süre sona ermeden nikah akdine kalkışmayın. Gönlünüzde olanı Allah'ın bildiğini bilin ve Ondan çekinin. Allah'ın bağışlayan olduğunu ve ivecen olmadığını bilin.
 

2 : 236
Kadınlara dokunmadan ve belirlenmiş ücretlerini biçmeden onları boşarsanız, size günah olmaz. Onları, zengin kendi gücüne ve fakir kendi gücüne göre, iyi davrananlara bir borç olarak uygunca gönendirin.
 

2 : 237
Eğer onlara belirlenmiş ücretlerini biçip de onlara dokunmadan boşarsanız, kadınların kendileri veya nikah akdi elinde olanın bağışlaması dışında, biçtiğinizin yarısını verin. Bağışlamanız saygınlığa daha uygundur. Aranızda erdemliliği unutmayın. Doğrusu, Allah işlediklerinizi görmektedir.
 

2 : 238
Namazları ve orta namazı gözetin. Gönülden saygı duyarak Allah için ayağa kalkın.
 

2 : 239
Eğer korkuyorsanız, yürürken veya binmiş olarak; güvende olduğunuz zaman, bilmediklerinizi size öğrettiği biçimde Allah’ı anın.
 

2 : 240
Erkeklerinizden ölüp eşler bırakacak kimseler, bir yıla kadar dışarı çıkarılmaksızın eşlerinin geçimini sağlamayı vasiyet etsinler. Eğer onlar, kendiliklerinden dışarı çıkarlarsa, kendi haklarında uygun gördüklerini yapmalarından dolayı size bir sorumluluk yoktur. Allah yücedir, bilgedir.
 

2 : 241
Boşanmış kadınların geçimlerini duruma uygun bir şekilde gönendirmek saygılı olanlara borçtur.
 

2 : 242
Aklınızı kullanasınız diye Allah ilkelerini size böylece açıklamaktadır.
 

2 : 243
Binlerce kişi iken, ölümden kaçmak için yurtlarından çıkanlara dikkat etmedin mi? Allah onlara “ölün” dedi. Sonra da onları diriltti. Doğrusu, Allah insanlara karşı bol iyilik sahibidir. Ama, insanların çoğu şükretmezler.
 

2 : 244
Allah yolunda savaşın ve Allah’ın işiten, bilen olduğunu bilin.
 

2 : 245
Allah rızası için güzel bir ödünç kim verirse, Allah ona, onun karşılığını kat kat artırır. Allah, hem kısar, hem bollaştırır ve O’na götürüleceksiniz.
 

2 : 246
Musa'dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerinin, peygamberlerine şöyle dediklerini bilmez misin: “Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım.” “Ya savaş size gerekli kılınır da, savaşmazsanız?” demişti. “Yurtlarımızdan ve oğullarımızdan uzaklaştırıldığımıza göre Allah yolunda niye savaşmayalım?” demişlerdi. Ancak, savaş onlara gerekli kılınınca, az bir kısmı dışında yüz çevirdiler. Allah haksızlık yapanları bilir.
 

2 : 247
Peygamberleri onlara “Doğrusu, Allah Talutu size hükümdar olarak gönderdi” dedi. “Biz hükümdarlığa ondan daha uygun iken ve ona malca da bir genişlik verilmemişken, o bize nasıl hükümdar olabilir? dediler. “Doğrusu, Allah sizin üstünüze onu seçti, bilgice ve vücutça gücünü artırdı. Allah hükümdarlığını dilediğine verir ve Allah kuşatıcıdır, bilendir.”
 

2 : 248
Onların peygamberi onlara “Doğrusu, onun hükümdarlığının işareti size sandığın gelmesidir. Onda Rabbinizden gelen gönül huzuru, Musa ailesinin ve Harun ailesinin bıraktıklarından kalanlar vardır. Onu melekler taşır. Eğer, inanmışsanız bunda size bir belge vardır” dedi.
 

2 : 249
Talut, orduyla beraber yola koyulunca, “Doğrusu, Allah sizi bir ırmakla deneyecektir. Ondan içen benden değildir. Kendi avucuyla bir avuçdan başka tatmayan ise bendendir” dedi. İçlerinden pek azı dışında hepsi ondan içti. Kendisi ve kendisiyle beraber bulunan inananlar ırmağı geçince, “Bugün Calut ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yoktur” dediler. Allaha kavuşacaklarına inananlar ise “Allah'ın yardımı ile nice az bir topluluk büyük bir topluluğa üstün gelmiştir. Allah dayananlarla beraberdir” dediler.
 

2 : 250
Calut ve ordusunun karşısına çıktıklarında, “Rabbimiz! Bize dayanma gücü ver, ayaklarımızı sağlamlaştır, inkarcı topluluğa karşı bize yardım et!” dediler.
 

2 : 251
Allah'ın yardımı ile onları bozguna uğrattılar. Davud da Calut’u öldürdü. Allah Davud'a hükümdarlık, bilgelik verdi ve ona dilediğinden öğretti. Allah insanları birbirleriyle savmamış olsaydı, yeryüzü bozgunculuğa uğrardı. Ancak, Allah âlemlere iyilik sahibidir.
 

2 : 252
İşte bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz Allah’ın belgeleridir. Şüphesiz, sen de elçilerdensin.
 

2 : 253
İşte, biz bu elçilerin kimine, kiminden artık olarak iyilikte bulunduk. Allah, içlerinden kimi ile konuştu ve kimini de derecelerle yükseltti. Meryemoğlu İsa'ya açık belgeler verdik ve onu kutsal ruhla destekledik. Allah dileseydi, açık belgeler kendilerine geldikten sonra peygamberlerinin ardından birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak anlaşamadılar. Onlardan kimi inandı ve kimi inkâr etti. Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Doğrusu, Allah dilediğini yapar.
 

2 : 254
Ey inananlar! Alışverişin, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan verin. Ancak nankörler haksızlık yapanlardır.
 

2 : 255
Kendisinden başka tanrı olmayan ancak Allah’tır. O, diridir, özü varlık olandır, kendisini uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde olan ve yerde olanlar Onundur. Onun katında, Onun bilgisi olmadan kim aracılık edebilir? Çünkü onların önlerini ve ardlarını bilir. Onun dilemesinin dışında ilminden bir şey kavrayamazlar. Onun ilmi ve egemenliği gökleri ve yeri kaplamıştır ve onların korunması Ona yük olmaz. O uludur, yücedir.
 

2 : 256
Dinde zorlama yoktur. Şüphesiz doğru olan eğri olandan iyice ayırt edilmiştir. Kim azgınları reddeder ve Allaha inanırsa, kopmak bilmeyen, sağlam bir kulpu yakalamış olur. Allah işitendir, bilendir.
 

2 : 257
Allah inananların yakın dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkârcıların yakın dostları da azgınlardır ki, onları aydınlıktan karanlıklara götürürler. İşte bunlar, ateşliklerdir, orada temellidirler.
 

2 : 258
Allah'ın kendisine egemenlik vermesine karşılık, Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı bilmiyor musun? Hani, İbrahim “Rabbim diriltir ve öldürür" demişti. O da “Ben de diriltir ve öldürürüm” dedi. İbrahim “Doğrusu, Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de onu batıdan getir” dedi. Ne var ki, inkâr eden dona kaldı. Allah haksız ulusu yola getirmez.
 

2 : 259
Ya da, çatıları çökmüş bir kente uğrayan kimse gibisini bilmiyor musun? “Allah bunları ölümlerinden sonra nasıl diriltir?” dedi. Bunun üzerine Allah onu yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve “Ne kadar kaldın?” dedi. “Bir gün veya bir günden de az kaldım” dedi. “Hayır! Yüzyıl kaldın, yiyeceğine, içeceğine bak, bozulmamıştır. Ama eşeğine bir bak! Seni insanlara bir belge kılalım. Ve kemiklere bir bak, nasıl onları kaldırıp yerli yerine koyduktan sonra onlara et giydiriyoruz” dedi. Bunu iyice anlayınca, “Doğrusu, Allah'ın her şeye gücünün yettiğini biliyorum” dedi.
 

2 : 260
Hani, bir zamanlar İbrahim, “Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster” demişti. “İnanmıyor musun?” deyince de, “İnanıyorum, fakat, gönlüm iyice yatsın” demişti. “Öyleyse, dört kuş al, onları kendine alıştır, sonra her dağın üzerine onlardan birer tane koy. Sonra onları çağır, koşa koşa sana gelirler. Ve Allah’ın yüce bir bilge olduğunu bil” dedi.
 

2 : 261
Mallarını Allah yolunda verenlerin durumu, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan tek tanenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Ve Allah kuşatandır, bilgindir.
 

2 : 262
Mallarını Allah yolunda veren, sonra verdiklerinin ardından başa kakmayanların da incitmeyenlerin de ödülleri Rablerinin katindadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.
 

2 : 263
Uygun bir söz ve bağışlama, peşinden incitme gelen bir gönüllü sunudan daha iyidir. Allah zengindir, ivecen olmayandır.
 

2 : 264
Ey inananlar! Allah’a ve ahiret gününe inanmayan ve malını insanlara gösteriş için sarfeden kimse gibi, iyiliklerinizi başa kakarak ve inciterek boşa çıkarmayın. Böyle olanın durumu, üzerinde biraz toprak bulunan yalçın kayaya benzer. Üzerine sağanak yağdığında onu cascavlak bırakır. Kazandıklarından bir şeye güçleri yetmez. Ve Allah nankör ulusu doğru yola eriştirmez.
 

2 : 265
Allah’ın rızasını elde etmek ve gönüllerini pekiştirmek için mallarını verenlerin durumu, yüksekçe bir tepede bulunan, bol yağmur aldığında ürünlerini iki kat veren ve bol yağmur yağmasa bile çisenti alan bir bahçeye benzer. Ve Allah yaptıklarınızı görür.
 

2 : 266
Hangi biriniz, çocukları güçsüz ve kendisine ihtiyarlık çökmüş iken, altlarından ırmaklar akan, içinde her çeşit meyveden bulunan hurmalığının ve üzüm bağının ateşli bir kasırganın gelmesiyle yanıp kül olmasını ister? Allah, düşünürsünüz diye, size belgelerini böyle anlatmaktadır.
 

2 : 267
Ey inananlar! Kazandıklarınızın temizlerinden ve size yerden yetiştirdiklerimizden verin. Gözünüzü yummadan alamayacak olduğunuz pis şeyleri iyilik olarak vermeye kalkmayın. Allah’ın zengin ve övülen olduğunu bilin.
 

2 : 268
Şeytan size yoksulluğu öğütler ve size hayasızlığı emreder. Allah kendinden bağışlama ve bolluk sözü verir. Allah kuşatandır, bilendir.
 

2 : 269
O, bilgeliği dileyene verir. Kime bilgelik verilmişse, ona çok iyilik verilmiştir. Bunu ancak öz akıl sahipleri anlar.
 

2 : 270
Yaptığınız her türlü harcamayı ve adadığınız her adağı, şüphesiz Allah onu bilir. Kıyıcılık yapanların hiçbir yardımcıları yoktur.
 

2 : 271
Gönüllü sunuları açıklarsanız ne kadar iyi! Eğer onları gizler de yoksullara verirseniz, bu sizin için daha iyi olur, sizin günahlarınızın bir kısmını örter. Ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 

2 : 272
Onları doğru yola getirmek sana düşmez. Ancak, Allah dileyene doğru yol gösterir. Verdiğiniz iyi şeyler kendinizedir. Aslında Allah’ın rızasını elde etmek için verirsiniz. Yaptığınız her türlü iyilik, haksızlığa uğratılmaksızın size ödenir.
 

2 : 273
Allah yolunda alıkonmuş, yeryüzünde dolaşamayan, iffetli olduklarından bilmeyenin zengin saydığı yoksulları yüzlerinden tanırsın, onlar yüzsüzlük ederek insanlardan bir şey istemezler. Doğrusu, sarfedeceğiniz herhangi bir iyiliği Allah bilir.
 

2 : 274
Mallarını gece, gündüz, gizlice ve açıkça verenlerin ödülleri Rablerinin katindadır. Onlara korku yoktur, onlar üzülecek de değillerdir.
 

2 : 275
Artı olanı yiyenler, ancak şeytanın çarpıp çıldırttığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların "Alışveriş de artı olan gibidir” demelerindendir. Oysa, Allah alışverişi helal ve artı olanı haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir ve vazgeçerse, geçmişte olan kendisinin olur. Onun durumu Allaha aittir. Kim dönerse, işte onlar ateşliklerdir, onlar orada temellidirler
 

2 : 276
Allah artı olanı eksiltir, gönüllü sunuları artırır. Ve Allah, pek nankör olan hiçbir günahkârı sevmez.
 

2 : 277
Doğrusu, inananlar, yararlı işler işleyenler, namaz kılanlar ve zekat verenlerin ödülleri Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
 

2 : 278
Ey inananlar! Allah a saygılı olun, inanıyorsanız geri kalan artık olanı bırakın.
 

2 : 279
Eğer bunu yapmazsanız, Allaha ve elçisine savaş açtığınızı bilin. Eğer tövbe ederseniz, ana paranız sizindir. Böylece haksızlık etmemiş ve haksızlığa da uğramamış olursunuz.
 

2 : 280
Eğer zorlukta ise, kolaylığa kadar beklenir. Bilmiş olsanız, gönüllü sunu olarak bırakmanız sizin için ne kadar iyidir.
 

2 : 281
Allaha döneceğiniz ve sonra haksızlığa uğramadan herkesin kazandığının kendisine verileceği günden korunun.
 

2 : 282
Ey inananlar! Birbirinize belli bir süreye kadar borçlandığınız zaman, onu yazın. Aranızdan bir yazıcı onu adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin. Hemen yazsın. Borçlu olan da yazdırsın. Rabbi Allaha saygılı olsun. Yazıdan bir şey eksiltmesin. Eğer, borçlu olan kimse beyinsiz veya aciz, ya da yazdıracak durumda değil ise, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki tanık getirin. İki erkek yoksa, tanık olarak razı olacağınız bir erkek ve biri unuttuğunda diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir. Tanıklar çağrıldığı zaman kaçınmasınlar. Borç büyük veya küçük olsun, onu süresiyle yazmaktan üşenmeyin. Bu, Allah katında en doğru, tanıklar için en sağlam ve kuşkulanmanızdan en uzak olan davranıştır. Ancak, aranızda döndürdüğünüz ticaret peşin olursa, onu yazmamanızda size bir sorumluluk yoktur. Alışveriş yaptığınızda da tanık tutun. Yazıcıya ve tanığa zarar verilmesin. Eğer zarar verecek olursanız, yoldan çıkmış olursunuz. Artık Allaha saygılı olun, çünkü Allah size öğretiyor. Ve Allah her şeyi bilir.
 

2 : 283
Eğer, yolculukta olup da yazacak birini bulamazsanız, alınan rehin yeterli olur. Eğer, birbirinize güvenirseniz, güvenilen kimse borcunu ödesin. Rabbi Allaha saygılı olsun. Tanıklığı gizlemeyin. Kim onu gizlerse, doğrusu vicdan azabı çeker. Allah işlediklerinizi bilir.
 

2 : 284
Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah’ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker. Ama dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye yeter.
 

2 : 285
Rabbinden kendisine indirilene, elçi de inananlar da inandı. Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine inandı. “Biz elçilerinden hiçbirini diğerinden ayırmayız. İşittik, itaat ettik Rabbimiz! Bizi bağışlamanı dileriz ve dönüş ancak sanadır” dediler.
 

2 : 286
Allah, kişiye ancak gücünün yeteceği kadar sorumluluk yükler. Herkesin kazandığı iyi şeyler kendi yararına, yaptığı kötülükler de kendi zararınadır. Rabbimiz! Unutacak veya yanılacak olursak, bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır hüküm yükleme! Rabbimiz! Taşıyamayacağımız yükü bize yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Koruyucumuz Şensin, inkârcılara karşı bize yardım eyle.
 


3-ALİ İMRÂN SURESİ - Al-E-Imran - MEDİNE/89 - 200 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
3 : 1
Elif, Lâm, Mîm.
 

3 : 2
Kendisinden başka tanrı olmayan Allah diridir, özü varlık olandır.
 

3 : 3
(3-5) Sana, önündekini doğrulayan kitabı gerçekten indiren O'dur. İnsanlara yol göstergesi olan Tevrat'ı ve İncil'i de önceden indirmişti. Şimdi de Ölçütü indirdi. Doğrusu, Allah'ın ayetlerini inkâr edenlere çetin azap vardır. Allah yücedir, ceza verendir. Doğrusu, yerde ve gökte Allah'a hiçbir şey gizli değildir.
 

3 : 4
(3-5) Sana, önündekini doğrulayan kitabı gerçekten indiren O'dur. İnsanlara yol göstergesi olan Tevrat'ı ve İncil'i de önceden indirmişti. Şimdi de Ölçütü indirdi. Doğrusu, Allah'ın ayetlerini inkâr edenlere çetin azap vardır. Allah yücedir, ceza verendir. Doğrusu, yerde ve gökte Allah'a hiçbir şey gizli değildir.
 

3 : 5
(3-5) Sana, önündekini doğrulayan kitabı gerçekten indiren O'dur. İnsanlara yol göstergesi olan Tevrat'ı ve İncil'i de önceden indirmişti. Şimdi de Ölçütü indirdi. Doğrusu, Allah'ın ayetlerini inkâr edenlere çetin azap vardır. Allah yücedir, ceza verendir. Doğrusu, yerde ve gökte Allah'a hiçbir şey gizli değildir.
 

3 : 6
Rahimlerde sizi dilediği gibi biçimlendiren O'dur. Ondan başka tanrı yoktur. O yücedir, bilgedir.
 

3 : 7
Sana kitabı indiren O'dur. Ondaki öğretilerin bir kısmı, ana kitabın temeli olan açık anlamlıdır, diğerleri benzeş anlamlıdır. Gönüllerinde eğrilik bulunan kimselere gelince, karışıklık çıkarmak ve kendilerine göre yorum yapmak amacıyla benzeş anlamlı olan öğretilere takılıp kalırlar. Oysa onların yorumunu ancak Allah ve “O'na inandık, hepsi Rabbimizin katındandır diyen" bilginler bilir. Bunu ancak öz akıl sahipleri anlar.
 

Arama 1.47 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ 1-100 101-200 201-300301-400 Sonraki >> ]