Bu güvenli kente andolsun,

Andolsun, Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

Sonra onu aşağıların en aşağısına indirdik.

Yalnız, inanan ve yararlı işler yapanlara, işte onlara kesintisiz ödül vardır.

Öyleyken, sana hesap gününü yalanlatan nedir?

Allah, yargıçların en bilge olanı değil midir?

(1-2) Oku! Yaratan, insanı yapışkandan yaratan Rabbinin adına,

(1-2) Oku! Yaratan, insanı yapışkandan yaratan Rabbinin adına,

(3-5) Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini öğreten Rabbin pek cömerttir.

(3-5) Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini öğreten Rabbin pek cömerttir.

(3-5) Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini öğreten Rabbin pek cömerttir.

(6-7) Hayır olmaz! Doğrusu, insanoğlu kendi kendine yeter sanarak andolsun azgınlık eder.

(6-7) Hayır olmaz! Doğrusu, insanoğlu kendi kendine yeter sanarak andolsun azgınlık eder.

Doğrusu, dönüş Rabbinedir.

(9-10) Yakardığı zaman bir kulu engelleyeni gördün mü?

(9-10) Yakardığı zaman bir kulu engelleyeni gördün mü?

(11-12) Söyle bana, doğru yolda ise veya saygınlıkla emrediyorsa?

(11-12) Söyle bana, doğru yolda ise veya saygınlıkla emrediyorsa?

Söyle bana, yalanlıyor ve yüz çeviriyorsa?

O, Allah’ın her şeyi görmekte olduğunu bilmez mi?

(15-16) Kesin hayır! Bundan vazgeçmezse, andolsun ki, onu perçeminden, yalancı ve günahkar perçeminden sürükleriz.

(15-16) Kesin hayır! Bundan vazgeçmezse, andolsun ki, onu perçeminden, yalancı ve günahkar perçeminden sürükleriz.

(17-18) Öyleyse kafadarlarını çağırsın, Biz de Zebanileri çağıracağız.

(17-18) Öyleyse kafadarlarını çağırsın, Biz de Zebanileri çağıracağız.

Hayır olmaz! Sakın ona uyma! Secde et! Ve yaklaş!

Doğrusu, Biz onu ölçümleme gecesinde indirmişizdir.

ölçümleme gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?

Ölçümleme gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

Melekler ve Ruh, o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar.

O, tan yerinin ağarmasına kadar esenliktir.

(1-3) Kitaplılardan ve ortak koşanlardan olan inkârcılar; kendilerine apaçık bir belge, içinde kesin ve doğru hükümlerin yazılı bulunduğu, arı sayfaları okuyan Allah katından bir elçi gelene kadar vazgeçecek değillerdi.

(1-3) Kitaplılardan ve ortak koşanlardan olan inkârcılar; kendilerine apaçık bir belge, içinde kesin ve doğru hükümlerin yazılı bulunduğu, arı sayfaları okuyan Allah katından bir elçi gelene kadar vazgeçecek değillerdi.

(1-3) Kitaplılardan ve ortak koşanlardan olan inkârcılar; kendilerine apaçık bir belge, içinde kesin ve doğru hükümlerin yazılı bulunduğu, arı sayfaları okuyan Allah katından bir elçi gelene kadar vazgeçecek değillerdi.

(4-5) Ancak, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık bir belge geldikten sonra ayrılığa düştüler. Oysa onlar doğruya yönelerek, bağlılığı yalnız Allah a öz kılıp Ona kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din budur.

(4-5) Ancak, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık bir belge geldikten sonra ayrılığa düştüler. Oysa onlar doğruya yönelerek, bağlılığı yalnız Allah a öz kılıp Ona kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din budur.

Doğrusu kitaplılardan ve ortak koşanlardan inkâr edenler, içinde temelli kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte bunlar yaratıkların en kötüsüdürler.

(7-8) Doğrusu, inanıp yararlı işler işleyenler, işte onlar yaratıkların en iyileridirler. Onların Rableri katındaki ödülü, içinde temelli ve sonsuz kalacakları, altlarından ırmaklar akan daimi mutluluk cennetleridir. Allah onlardan hoşnuttur. Onlar da O ndan hoşnuttur. Bu, Rabbini bilerek sayan kimse içindir.

(7-8) Doğrusu, inanıp yararlı işler işleyenler, işte onlar yaratıkların en iyileridirler. Onların Rableri katındaki ödülü, içinde temelli ve sonsuz kalacakları, altlarından ırmaklar akan daimi mutluluk cennetleridir. Allah onlardan hoşnuttur. Onlar da O ndan hoşnuttur. Bu, Rabbini bilerek sayan kimse içindir.

(1-3) Yerin sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın “Buna ne oluyor?” dediği zaman;

(1-3) Yerin sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın “Buna ne oluyor?” dediği zaman;

(1-3) Yerin sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın “Buna ne oluyor?” dediği zaman;

(4-5) İşte o gün, doğrusu, o, Rabbinin ona bildirdiğinin haberlerini anlatır.

(4-5) İşte o gün, doğrusu, o, Rabbinin ona bildirdiğinin haberlerini anlatır.

O gün, insanlar işlerinin kendilerine gösterilmesi için teker teker çıkıp gelirler.

Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür.

Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.

Nefes nefese koştukça koşanlara,

Ve kıvılcımlar saçanlara

Ve sabah sabah akın edenlere,

Ve toz kaldıranlara,

Ve onun ortasına birden dalanlara andolsun,

Ve doğrusu, insan Rabbine karşı pek nankördür.

Ve doğrusu, O bunların hepsine tanıktır.

Ve doğrusu, insan çıkarına çok düşkündür.

(9-10) O insan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve gönüllerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?

(9-10) O insan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve gönüllerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?

Doğrusu, Rableri o gün onların her şeyinden haberdardır.

Gümbürtü!

Nedir gümbürtü?

Gümbürtünün ne olduğunu sen bilir misin?

O, insanların çırpınıp düşen pervaneye dönecekleri gündür

Dağlar, atılmış renkli yüne benzeyeceklerdir

(6-7) Ancak, tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır

(6-7) Ancak, tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır

Tartıları hafif gelenin ise,

Varacağı yer bir çukurdur

Nedir o, sen bilir misin?

O, kızgın bir ateştir.

(1-2) Çoğumsama özentiniz mezarlara gidinceye kadar sizi oyalar

(1-2) Çoğumsama özentiniz mezarlara gidinceye kadar sizi oyalar

Kesin hayır! Bileceksiniz!

Yine de kesin hayır! Bileceksiniz!

Kesin hayır! Keşke kesin bilseniz!

Andolsun alevli ateşi göreceksiniz!

Yine andolsun, onu gözle kesin göreceksiniz!

Sonra o gün, andolsun, nimetlerden sorguya çekileceksiniz.

Sıkıntıya andolsun,

Doğrusu, insan andolsun ziyandadır.

Ancak inananlar, yararlı iş işleyenler, birbirine gerçeği önerenler ve dirençli olmayı önerenler bunun dışındadır.

(1-2) Mal toplayıp onu sayıp duran, diliyle iğneleyen, kaş göz ederek eğlenen kimsenin vay haline!

(1-2) Mal toplayıp onu sayıp duran, diliyle iğneleyen, kaş göz ederek eğlenen kimsenin vay haline!

Malının kendisini ölümsüz kılacağını sanır.

Kesin hayır,! Andolsun ki o, kırıp geçiren yere atılacaktır.

Kırıp geçiren yerin ne olduğunu sen bilir misin?

(6-7) O, yüreklere çökecek olan, Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir.

(6-7) O, yüreklere çökecek olan, Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir.

(8-9) Doğrusu o, uzatılmış sütunlar içinde olarak üzerlerine kapatılmıştır.

(8-9) Doğrusu o, uzatılmış sütunlar içinde olarak üzerlerine kapatılmıştır.

(1-2) Fil sahiplerine Rabbinin ne yaptığını bilmedin mi? Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı?

(1-2) Fil sahiplerine Rabbinin ne yaptığını bilmedin mi? Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı?

(3-4) Onların üzerine ateşten çıkmış taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.

(3-4) Onların üzerine ateşten çıkmış taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.

Sonunda onları yenik ekin yaprağına çevirdi.

(1-2) Kureyş ’in uyarlaması; yaz ve kış yolculuklarında uyarlaması sağlanmıştır.

(1-2) Kureyş ’in uyarlaması; yaz ve kış yolculuklarında uyarlaması sağlanmıştır.

(3-4) Öyleyse, kendilerini açken doyuran ve korkudan onları güvende kılan bu evin Rabbine tapsınlar.

(3-4) Öyleyse, kendilerini açken doyuran ve korkudan onları güvende kılan bu evin Rabbine tapsınlar.

Hesaplaşmayı yalanlayanı gördün mü?

(2-3) Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya özendirmeyen kimse işte odur.

(2-3) Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya özendirmeyen kimse işte odur.