KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki4801-4900 4901-5000 5001-5100 5101-5200Sonraki >> ]
57 : 26
Andolsun, Nuhu ve İbrahim’i Biz gönderdik; ikisinin soyundan gelenlere peygamberlik ve kitap verdik; onlardan gelenlerin kimi doğru yoldadır, birçoğu da yoldan çıkmıştır.
 

57 : 27
Onların izleri üzerinden elçilerimizi ardarda gönderdik; Meryem oğlu İsa’yı da peşlerinden gönderdik ve ona İncil’i verdik; ona uyanların gönüllerine sevecenlik ve acıma duyguları koyduk; üzerlerine Bizim yazmadığımız, ancak kendilerinin güya Allah’ın rızasını kazanmak için uydurdukları ruhbanlığa bile gereği gibi uymadılar. Ne var ki içlerinde inanmış olan kimselere ödüllerini verdik; ama çoğu yoldan çıkmışlardır.
 

57 : 28
Ey inananlar! Allah’a saygılı olun, elçisine inanın ki, size acımasını iki kat versin; size kendisiyle yürüyeceğiniz bir aydınlık var etsin ve sizi bağışlasın; Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

57 : 29
Kitaplılar, Allah’ın bolluğundan bir şey elde edemeyeceklerini ve Allah’ın elinde olan bolluğunu isteyene vereceğini bilmezlik etmesinler. Allah büyük bolluk sahibidir.
 


58-MUCÂDELE SURESİ - Al-Mujadila - MEDİNE/105 - 22 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
58 : 1
Kocası hakkında seninle tartışan ve Allaha yakınan kadının sözünü Allah kuşkusuz işitmiştir; aslında Allah konuşmanızı işitir. Doğrusu Allah işitendir, görendir.
 

58 : 2
İçinizde, karılarının sırtlarını annelerinin sırtına benzetenlerin, karıları anneleri değildir, anneleri ancak onları doğuranlardır. Doğrusu, söyledikleri yakışıksız ve yamuk bir sözdür. Allah, andolsun affedendir, bağışlayandır.
 

58 : 3
Karılarının sırtlarını benzetip sonra sözlerinden dönenlerin, birbirine dokunmadan önce bir kimseyi özgür kılması gerekir. Size verilen öğüt budur. Allah işlediklerinizden haberdardır.
 

58 : 4
Buna gücü yetmeyenin, birbirine dokunmadan önce iki ay birbiri peşinden oruç tutması gerekir. Buna gücü yetmeyenin altmış fakiri doyurması gerekir. Bu kolaylık, Allaha ve elçisine inanmış olmanızdan dolayıdır. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır; inkâr edenlere can yakıcı azap vardır.
 

58 : 5
Doğrusu, Allah ve elçisine karşı gelenler, kendilerinden öncekiler nasıl alçaltıldı ise, öyle alçaltılacaklardır. Biz, apaçık ilkeler indirmişizdir, bunları inkâr edenlere horlayıcı azap vardır.
 

58 : 6
Allah, onların hepsini dirilttiği gün, işlediklerini kendilerine haber verir; Allah onları bir bir saymıştır, fakat kendileri unutmuşlardır. Ve Allah her şeye tanıktır.
 

58 : 7
Göklerde olanları da, yerde olanları da Allah'ın bildiğini bilmez misin? Üç kişinin gizli bulunduğu yerde, şüphesiz dördüncüleri O'dur; beş de değil, kuşkusuz altıncıları O'dur; bunlardan azı veya çoğu nerede bulunurlarsa bulunsunlar, kuşkusuz, O onlarla beraberdir. Sonra, diriliş günü işlediklerini onlara haber verir. Doğrusu, Allah her şeyi bilendir.
 

58 : 8
Gizli toplantı yapmaktan yasaklanıp, sonra yasaklandıkları şeyi yapmaya kalkışarak günah işlemek, düşmanlık etmek ve elçiye karşı gelmek konusunda gizli gizli konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar; içlerinden “Allah bize söylediklerimizden ötürü azap etmeli değil mi” derler. Cehennem onlara yeter. Oraya girerler, ne kötü gidiş yeridir!
 

58 : 9
Ey inananlar! Fısıldaştığınız zaman, günah işlemeyi, düşmanlık etmeyi ve elçiye karşı gelmeyi fısıldaşmayın; iyilik yapmayı ve saygılı olmayı fısıldaşın; diriliş günü kendisine toplanacağınız Allah'a saygılı olun.
 

58 : 10
Gizli toplantılar, inananları üzmek için şeytandan kaynaklanır. Allah'ın bilgisi olmadan onlara bir zarar veremez, inananlar yalnız Allah'a güvensinler.
 

58 : 11
Ey inananlar! Toplantılarda size “Yer açın” denince yer açın ki, Allah da size genişlik versin; “Kalkın” denildiği zaman da kalkın ki, Allah içinizden inanmış olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Ve Allah işlediklerinizden haberdardır.
 

58 : 12
“Ey inananlar! Elçi ile özel danışmanızda, bu özel danışmanızdan önce bir sunuda bulunun. Bu sizin daha iyi ve daha arı olmanız içindir. Ancak buna gücünüz yetmezse, doğrusu Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

58 : 13
Özel danışmanızdan önce sunularda bulunamayacağınızdan ürktünüz mü? Hani, yapmadınız; ve Allah da sizi bağışladı. Öyleyse namazı kılın, zekatı verin, Allah a ve elçisine itaat edin. Allah işlediklerinizden haberdardır.
 

58 : 14
Allah’ın öfkelendiği ulusu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sîzdendirler, ne de onlardan. Bile bile, yalan yere yemin etmektedirler.
 

58 : 15
Allah onlara çetin bir azap hazırlamıştır. Doğrusu, onların işledikleri şey ne kötüdür!
 

58 : 16
Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alıkoydular; onlara horlayıcı bir azap vardır.
 

58 : 17
Malları ve çocukları onlara Allah katında bir fayda sağlamaz. Onlar ateşliklerdir, orada temelli kalacaklardır.
 

58 : 18
Allah onların hepsini tekrar dirilttiği gün, size yemin ettikleri gibi Ona da yemin ederler. Kendilerinin bir esasa dayandıklarını sanırlar. Dikkat! Doğrusu onlar yalancıdırlar.
 

58 : 19
Şeytan onlara üstünlük sağlamış ve Allah’ı anmayı onlara unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın yandaşlarıdır. Dikkat! Doğrusu şeytanın yandaşı olanlar ziyandadırlar.
 

58 : 20
Allah’a ve elçisine karşı gelenler; işte onlar, en alçaklar arasındadırlar.
 

58 : 21
Allah “Andolsun ki, Ben ve elçilerim üstün geleceğiz” diye yazmıştır. Doğrusu, Allah güçlüdür, uludur.
 

58 : 22
Allah a ve sonraki güne inanan bir ulusun, babaları ve oğulları yahut kardeşleri ya da akrabaları olsalar bile, Allaha ve elçisine karşı gelenlere sevgi beslediklerini görmezsin. İşte Allah, bunların gönüllerine yazmış, katından bir ruh ile de onları desteklemiştir. Onları altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyacaktır. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah’tan hoşnut olmuştur. İşte bunlar, Allah’tan yana olanlardır. Dikkat! Doğrusu Allah’tan yana olanlar kurtuluşa ulaşacaktır.
 


59-HAŞR SURESİ - Al-Hashr - MEDİNE/101 - 24 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
59 : 1
Göklerde olanlar da, yerde olanlar da, Allah’ı yüceltirler. O, uludur, bilgedir.
 

59 : 2
Kitabı bilip inanmayanları ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Oysa, çıkacaklarını sanmamıştınız, onlar da, kalelerinin kendilerini Allah’a karşı koruyacağını sanmışlardı. Ama, Allah onlara beklemedikleri yerden geldi; yüreklerine korku saldı; evlerini kendi elleriyle ve inananların elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri! Ders alın.
 

59 : 3
Allah, onların sürülmesini emretmemiş olsaydı, onlara dünyada azap edecekti. Sonrakinde de onlara ateş azabı vardır.
 

59 : 4
Bu, Allah a ve elçisine karşı gelmelerindendir. Kim Allaha karşı gelirse, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir.
 

59 : 5
Hurma ağaçlarını kesmeniz veya onları kesmeyip gövdeleri üzerinde ayakta bırakmanız Allah'ın izniyledir. Allah yoldan çıkanları böylece rezilliğe uğratır.
 

59 : 6
Onların mallarından Allah'ın elçisine verdiği şeyler için siz ne at, ne de deve sürdünüz; fakat Allah elçilerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah'ın her şeye gücü yeter.
 

59 : 7
Allah'ın kent halkının mallarından elçisine verdiği şeyler: Allah, elçi, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Bu mallar, içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşması için değildir. Allah'ın elçisi size ne verirse, onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'a saygılı olun, doğrusu, Allah'ın cezalandırması çetindir.
 

59 : 8
Bu mallar, yurtlarından ve mallarından edilmiş olan, Allah'tan bir bolluk ve hoşnutluk dileyen, Allah'a ve elçisine yardım eden göçmen yoksullarındır. İşte doğru kimseler bunlardır.
 

59 : 9
Daha önceden orayı yurt edinmiş ve gönüllerine inancı benimsemiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler; onlara verilenlerden içlerinde bir çekemezlik duymazlar, kendileri zorluk içinde bulunsalar bile, onları kendilerinden önde tutarlar. Nefsinin cimriliğinden korunabilmiş kimseler, işte onlar kurtuluşa ulaşanlardır.
 

59 : 10
Onlardan sonra gelenler “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi de bağışla; gönüllerimizde inanmış olanlara karşı kin bırakma; Rabbimiz! Doğrusu Sen sevecensin, acıyansın” derler.
 

59 : 11
İkiyüzlülerin, kitaplıların inkârcılarından olan kardeşlerine, “Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız, andolsun ki biz de sizinle beraber çıkarız; sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız; eğer savaşa tutuşursanız, elbette size yardım ederiz” dediklerini görmedin mi? Ancak, doğrusu Allah onların yalancı olduklarına tanıklık eder.
 

59 : 12
Andolsun ki, onlar çıkarılmış olsalar, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş olsalar, andolsun ki onlara yardım etmezler. Onlara yardıma gitseler, şüphesiz arkalarına dönüp kaçarlar, sonra yardım da görmezler.
 

59 : 13
Andolsun onların yüreklerine korku salan, Allah'tan çok sizlersiniz; bu onların anlamayan bir ulus olmalarındandır.
 

59 : 14
Onlar sizinle, toplu olarak, ancak surla çevrilmiş kentler içinde veya duvarlar arkasından savaşırlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri ise çetindir; onları birlik sanırsın, oysa gönülleri dağınıktır. Bu, akıllarını kullanmayan bir ulus olmalarındandır.
 

59 : 15
Onların durumu, kendilerinden az önce geçmiş ve tutumlarının günahını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıcı azap vardır.
 

59 : 16
Hani, insana “İnkâr et” deyip, o da inkâr edince “Doğrusu, ben senden uzağım; doğrusu âlemlerin eğiteni olan Allah'tan korkarım” diyen şeytan gibidir.
 

59 : 17
Her ikisinin de sonu, içinde temelli kalacakları ateş olacaktır. Haksızlık edenlerin cezası budur.
 

59 : 18
Ey inananlar! Allah'ı sayın, herkes yarına ne hazırladığına baksın; Allah'ı sayın, doğrusu Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 

59 : 19
Allah'ı unutup da Onun da kendilerine benliklerini unutturduğu kimseler gibi olmayın; işte onlar yoldan çıkmış kimselerdir.
 

59 : 20
Cehennemlikler ile cennetlikler bir değildir. Kurtuluşa ermiş olanlar cennetliklerdir.
 

59 : 21
Eğer Biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirmiş olsaydık, andolsun sen onun, Allah korkusuyla gönülden baş eğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu örnekleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
 

59 : 22
O, görüneni de görünmeyeni de bilen, kendisinden başka tanrı olmayan Allah'tır. O, acıyıcı olandır, acıyandır.
 

59 : 23
O, Kendisinden başka tanrı olmayan, egemen olan, kutsal olan, esenlik veren, güvenlik veren, görüp gözeten, güçlü, buyruğunu her şeye geçiren, ulu olan Allah'tır. Allah onların koştukları ortaklardan arıdır.
 

59 : 24
O, yaratan, oranlayan, biçim veren, en güzel adlar kendisinin olan Allah'tır. Göklerde ve yerde olanlar O'nu arı tutarlar. O uludur, bilgedir.
 


60-MUMTEHİNE SURESİ - Al-Mumtahina - MEDİNE/91 - 13 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
60 : 1
Ey inananlar! Bana da düşman, size de düşman olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr ettikleri halde, Rabbiniz olan Allah a inandığınızdan ötürü sizi ve elçiyi sürmüşken, onlara gizlice sevgi gösteriyorsunuz. Eğer sizler, Benim yolumda uğraşı vermek ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl gizlice sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden bunu yapan kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır.
 

60 : 2
Eğer sizi ele geçirirlerse, size düşman olurlar. Ellerini ve dillerini fenalık etmek için size uzatırlar, keşke inkâr etseniz isterler.
 

60 : 3
Yakınlarınız ve çocuklarınız diriliş gününde size bir fayda veremezler. O aranızı ayırır. Allah işlediklerinizi görendir.
 

60 : 4
İbrahim ve onunla beraber olanlarda sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır. Hani, onlar uluslarına “Doğrusu, biz sizden ve Allah'ın yerine taptıklarınızdan uzağız; sizi reddediyoruz. Yalnızca tek Allaha inanmanıza kadar sizinle bizim aramızda sürekli düşmanlık ve öfke ortaya çıkmıştır” demişlerdir. Yalnız İbrahim'in, babasına “Andolsun, senin için bağışlanma dileyeceğim, ancak Allah'tan gelecek herhangi bir şeyi senin için savmaya gücüm yetmez” sözü bunun dışındadır. Ey Rabbimiz! Sana güvendik, Sana yöneldik, dönüş Sana'dır.
 

60 : 5
Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerle deneme, bizi bağışla; doğrusu, Sen ulu olan, bilge olansın.
 

60 : 6
Andolsun, sîzlerden Allah'ı ve sonraki günü arzulayan kimse için, bunlarda güzel örnekler vardır. Kim yüz çevirirse, doğrusu, Allah zengindir, övgüye layıktır.
 

60 : 7
Allah, sizinle düşmanlık gösterdiğiniz kimseler arasında bir sevgi koyabilir. Allah ölçü koyandır, Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

60 : 8
Allah, din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karşı denkserlikle davranmanızı yasak etmez; doğrusu, Allah denkserlik yapanları sever.
 

60 : 9
Allah, ancak sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanıza yardım edenleri dost edinmenizi yasak eder; kim onları dost edinirse, işte onlar zalim olanlardır.
 

60 : 10
Ey inananlar! İnanmış kadınlar göç ederek size gelirse, onları sınayın. Allah onların inançlarını daha iyi bilir. Onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların verdiklerini onlara verin; kadınların ücretlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur. İnkârcı kadınlarla evliliği sürdürmeyin; verdiğinizi isteyin; onlar da verdiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budun aranızda O hükmeder. Allah bilendir, bilgedir.
 

60 : 11
Eğer eşlerinizden biri kafirlere sıvışırsa, izleyip üstün geldiğinizde, eşleri gidenlere, sarfettikleri kadarını verin. İnandığınız Allah'a saygılı olun.
 

60 : 12
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allaha hiçbir ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve bacakları arasında iftira edip kara çalmamak ve doğru olan işlerde sana karşı gelmemek şartıyla, sana bağlılık sözü vermek üzere geldikleri zaman, onların bağlılık sözlerini kabul et. Onlara Allah'tan bağışlanma dile; doğrusu, Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

60 : 13
Ey inananlar! Allah'ın öfkesine uğramış bir ulusu dost edinmeyin. Zira onlar, inkarcıların kabirde bulunan kimselerden umutlarını kestikleri gibi ahiretten umutlarını kesmişlerdir.
 


61-SAFF SURESİ - As-Saff - MEDİNE/109 - 14 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
61 : 1
Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah'ı yüceltirler. O, uludur, bilgedir.
 

61 : 2
Ey inananlar! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?
 

61 : 3
Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında ne kadar büyük öfkedir.
 

61 : 4
Doğrusu, Allah kendi uğrunda, kenetlenmiş bir yapı gibi, sıralar halinde savaşanları sever.
 

61 : 5
Hani, Musa ulusuna “Ey ulusum! Beni niçin incitirsiniz? Doğrusu, benim size gönderilmiş, Allah'ın bir elçisi olduğumu biliyorsunuz” demişti. Ancak, onlar sapınca, Allah da onların gönüllerini saptırmıştı. Allah yoldan çıkan ulusa doğru yol göstermez.
 

61 : 6
Hani, Meryemoğlu İsa “Ey İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş olan Tevrat’ı doğrulayan, benden sonra gelecek ve adı Ahmet olacak bir elçiyi müjdeleyen, Allah’ın size gönderilmiş bir elçisiyim” demişti. Ama, o elçi kendilerine açık belgelerle geldiği zaman “Bu apaçık bir büyüdür” demişlerdi.
 

61 : 7
İçtenlikle boyun eğmeye çağrılmışken Allah’a karşı yalan uydurandan daha çok haksızlık yapan kimdir? Allah, haksızlık yapan ulusu doğru yola eriştirmez.
 

61 : 8
Ağızlarıyla Allah’ın ışığını söndürmek isterler. İnkârcılar istemeseler de Allah ışığını tamamlayacaktır.
 

61 : 9
Ortak koşanlar istemese de dinini bütün dinlerden üstün kılmak için elçisini doğruluk göstergesiyle ve gerçek dinle gönderen O’dur.
 

61 : 10
Ey inananlar! Sizi can yakıcı bir azaptan kurtaracak bir ticaret size göstereyim mi?
 

61 : 11
Allah’a ve elçisine inanırsınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla uğraş verirsiniz; bilseniz, bu sizin için en iyi olandır.
 

61 : 12
Günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, mutluluk cennetlerinde hoş yerlere yerleştirir, büyük başarı budur.
 

61 : 13
Bundan başka sevdiğiniz bir şey daha: Allah katından bir yardım ve yakın bir zafer vardır. İnananlara müjde ver.
 

61 : 14
Ey inananlar! Allah’ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa havarilere “Allah için yardımcılarım kimlerdir?” deyince, havariler “Allah’ın yardımcıları biziz” demişlerdi. İsrailoğullarının bir takımı inanmış, bir takımı da inkâr etmişti. Ama, Biz inananları düşmanlarına karşı destekledik de üstün geldiler.
 


62-CUMA SURESİ - Al-Jumua - MEDİNE/110 - 11 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
62 : 1
Göklerde olanlar ve yerde olanlar, egemen olan, çok kutsal, ulu, bilge olan Allah'ı yüceltirler.
 

62 : 2
(2-3) Toplumlar içinde kendilerine ve henüz onlara katılmamış diğer kimselere de Onun ilkelerini okuyan, onları arıtan, onlara kitabı ve bilgeliği öğreten bir elçi gönderen O'dur. Onlar daha önce, and olsun apaçık bir sapkınlık içinde idiler. O uludur, bilgedir.
 

62 : 3
(2-3) Toplumlar içinde kendilerine ve henüz onlara katılmamış diğer kimselere de Onun ilkelerini okuyan, onları arıtan, onlara kitabı ve bilgeliği öğreten bir elçi gönderen O'dur. Onlar daha önce, and olsun apaçık bir sapkınlık içinde idiler. O uludur, bilgedir.
 

62 : 4
Bu, Allah'ın dileyene verdiği bolluğudur. Allah, büyük bolluk sahibidir.
 

62 : 5
Tevrat kendilerine yükletildiği halde onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın ilkelerini yalanlayan ulusun durumu ne kötüdür. Allah haksızlık eden ulusu doğru yola eriştirmez.
 

62 : 6
De ki: “Ey Yahudi olanlar! Bütün insanlar bir yana, yalnız kendinizin Allah'ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsanız ve bunda samimi iseniz, ölümü dileyiniz!”
 

62 : 7
Yaptıklarından ötürü, ölümü asla dileyemezler. Allah haksızlık edenleri bilir.
 

62 : 8
De ki: “Doğrusu, kendisinden kaçtığınız ölüme mutlak yakalanacaksınız; sonra görüneni de görünmeyeni de Bilene döndürüleceksiniz. O size işlediklerinizi haber verecektir.”
 

62 : 9
Ey inananlar! Cuma günü namaza ünlenildiği zaman, Allah’ı anmaya koşun; alım satımı bırakın; bilseniz, bu sizin için daha iyidir.
 

62 : 10
Namaz bitince hemen yeryüzüne dağılın, Allah’ın bolluğundan rızık isteyin; Allah’ı çok anın ki, başarıya ulaşasınız.
 

62 : 11
Onlar bir kazanç veya bir eğlence gördüklerinde, seni ayakta bırakarak oraya yöneldiler. De ki: “Allah katında olan, eğlenceden de kazançtan da daha iyidir. Allah rızık verenlerin en iyisidir.”
 


63-MUNÂFİKÛN SURESİ - Al-Munafiqoon - MEDİNE/104 - 11 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
63 : 1
İkiyüzlüler sana gelince “Doğrusu senin Allah’ın elçisi olduğuna tanıklık ederiz” derler. Doğrusu Allah, senin kendisinin elçisi olduğunu bilir. Ve doğrusu Allah, ikiyüzlülerin yalancı olduklarına tanıklık eder.
 

63 : 2
Onlar, yeminlerini siper edinerek Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Doğrusu, onların işledikleri işler ne kötüdür!
 

63 : 3
Bu, önce inanıp sonra inkâr etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir, artık anlamazlar.
 

63 : 4
Onlara baktığın zaman, bedenleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin; ancak onlar tıpkı yığılmış kütükler gibidirler; her çığlığı kendilerine karşı sayarlar; onlar düşmandırlar, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da döndürülüyorlar!
 

63 : 5
Onlara “Gelin de Allah'ın elçisi sizin için bağışlanma dilesin” dendiği zaman, başlarını çevirirler, büyüklük taslayarak çekip gittiklerini görürsün.
 

63 : 6
Onlar için bağışlanma dilesen de dilemesen de birdir; Allah onları bağışlamayacaktır. Doğrusu, Allah yoldan çıkmış ulusu doğru yola eriştirmez.
 

63 : 7
Bunlar “Allah'ın elçisinin yanında bulunanlar için bir şey sarfetmeyin de dağılıp gitsinler” diyen kimselerdir. Oysa göklerin ve yerin hâzineleri Allah'ındır, ancak ikiyüzlüler anlamazlar.
 

63 : 8
Onlar “Eğer Medine'ye dönersek, andolsun ki, en öz saygılı olan, en alçak olanı oradan kuşkusuz çıkaracaktır” diyorlardı. Oysa, öz saygı Allah'ın, elçisinin ve inananlarındır. Ne var ki, ikiyüzlüler bilmezler.
 

63 : 9
Ey inananlar! Mallarınız ve çocuklarınız Allah'ı hatırlamaktan sizi alıkoymasın; bunu yapanlar, işte onlar ziyana uğrayanlardır.
 

63 : 10
Birinize ölüm gelip de, “Rabbim! Keşke beni az bir süre ertelesen de, karşılık gözetmeden verip yararlı iş yapanlardan olsam” diyeceği zaman gelmezden önce, size verdiğim azıklardan verin.
 

63 : 11
Bir kimsenin eceli gelip çatınca Allah onu asla ertelemez; Allah işlediklerinizden haberdardır.
 


64-TEGÂBUN SURESİ - At-Taghabun - MEDİNE/108 - 18 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
64 : 1
(1-2) Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah’ı yüceltirler. Egemenlik O’nundur, övgü O’nadır. O her şeyi ölçümleyendir. Sizi yaratan O’dur; kiminiz inkârcı, kiminiz inançlıdır. Allah yaptıklarınızı görür.
 

Arama 1.45 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki4801-4900 4901-5000 5001-5100 5101-5200Sonraki >> ]