KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki4801-49004901-5000 5001-5100 5101-5200 Sonraki >> ]
53 : 17
(13-17) Andolsun ki, onu görme sınırının sonunda, başka bir inişinde de görmüştü. Barınılacak bahçe onun yanındadır. O sınırı kaplayan ne ise, kaplamıştı. Gözü ne kaydı, ne de onu aştı.
 

53 : 18
(18-21) Andolsun ki, o, Rabbinin en büyük belgelerinden kimini gördü. Şimdi, Lât, Uzzâ ve diğer üçüncüleri olan Menâfi gördünüz mü? Erkekler sizin de, dişiler Onun mu?
 

53 : 19
(18-21) Andolsun ki, o, Rabbinin en büyük belgelerinden kimini gördü. Şimdi, Lât, Uzzâ ve diğer üçüncüleri olan Menâfi gördünüz mü? Erkekler sizin de, dişiler Onun mu?
 

53 : 20
(18-21) Andolsun ki, o, Rabbinin en büyük belgelerinden kimini gördü. Şimdi, Lât, Uzzâ ve diğer üçüncüleri olan Menâfi gördünüz mü? Erkekler sizin de, dişiler Onun mu?
 

53 : 21
(18-21) Andolsun ki, o, Rabbinin en büyük belgelerinden kimini gördü. Şimdi, Lât, Uzzâ ve diğer üçüncüleri olan Menâfi gördünüz mü? Erkekler sizin de, dişiler Onun mu?
 

53 : 22
Öyleyse bu haksız bir paylaşımdır.
 

53 : 23
Bunlar sizin ve babalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onları destekleyen bir kanıt indirmemiştir. Onlar sadece sanıya ve canlarının istediğine uymaktadırlar. Ve andolsun, onlara Rablerinden doğruluk göstergesi gelmiştir.
 

53 : 24
Ya da insanın umduğu şey kendisinin midir?
 

53 : 25
Ne var ki, son olan da, ilk olan da Allah'ındır.
 

53 : 26
Allah'ın dilediğini ve hoşnut olduğunu bilmeden, göklerde bulunan nice melekler kimseye yardım edemezler.
 

53 : 27
Doğrusu, ahirete inanmayanlar, meleklere dişi ismi verirler.
 

53 : 28
Oysa onların bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece sanıya uyarlar. Doğrusu, sanı ise gerçekten yana bir şey sağlamaz.
 

53 : 29
Bizi anmaktan yüz çevirenlere ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlere aldırma.
 

53 : 30
Bu, onların ulaştıkları bilgidir. Doğrusu, Rabbin yolundan sapmış olanı pek iyi bilir ve doğru yolda olanı da çok iyi bilir.
 

53 : 31
(31-32) Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah’ındır ki, O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara, küçük kusurları bir yana, işledikleri güzelliklere daha güzeliyle karşılığını verir. Doğrusu, Rabbinin bağışlaması geniştir. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde olduğunuzda, sizleri çok iyi bilen O’dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O saygılı olanı çok iyi bilir.
 

53 : 32
(31-32) Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah’ındır ki, O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara, küçük kusurları bir yana, işledikleri güzelliklere daha güzeliyle karşılığını verir. Doğrusu, Rabbinin bağışlaması geniştir. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde olduğunuzda, sizleri çok iyi bilen O’dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O saygılı olanı çok iyi bilir.
 

53 : 33
(33-34) yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vazgeçeni gördün mü?
 

53 : 34
(33-34) yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vazgeçeni gördün mü?
 

53 : 35
Görülmeyenin bilgisi yanında da, o mu görüyor?
 

53 : 36
(36-37) Yoksa Musa’nın ve sözünü yerine getiren İbrahim’in kitaplarında olanlar kendisine bildirilmedi mi?
 

53 : 37
(36-37) Yoksa Musa’nın ve sözünü yerine getiren İbrahim’in kitaplarında olanlar kendisine bildirilmedi mi?
 

53 : 38
Sorumluluk taşıyan kimse başkasının sorumluluğunu yüklenmez.
 

53 : 39
İnsanın ancak çalıştığına hakkı vardır.
 

53 : 40
Şüphesiz, onun çalışması görülecektir.
 

53 : 41
Sonra ona, dolu dolu karşılığı verilecektir.
 

53 : 42
Doğrusu, sonunda Rabbine varılacaktır.
 

53 : 43
Güldüren de, ağlatan da O’dur.
 

53 : 44
Dirilten de, öldüren de O’dur.
 

53 : 45
(45-46) “Doğrusu atmık atıldığında oğulcuktan erkek ve dişi çiftini de yaratan O’dur.”
 

53 : 46
(45-46) “Doğrusu atmık atıldığında oğulcuktan erkek ve dişi çiftini de yaratan O’dur.”
 

53 : 47
“Doğrusu, öbür yaratma da Onundur.”
 

53 : 48
“Doğrusu, zengin eden ve varlıklı kılan da O'dur.”
 

53 : 49
“Doğrusu, Ak Yıldızın Rabbi O ’dur.”
 

53 : 50
(50-51) İlk Âd'ı ve Semûdu yok edip, geri bırakmayan O'dur.
 

53 : 51
(50-51) İlk Âd'ı ve Semûdu yok edip, geri bırakmayan O'dur.
 

53 : 52
Daha önceki Nuh ulusunu da; doğrusu onlar çok haksızlık eden ve pek azgın kimselerdi.
 

53 : 53
(53-54) Altüst olmuş kasabaları yere batıran, onları örttükçe örten O'dur.
 

53 : 54
(53-54) Altüst olmuş kasabaları yere batıran, onları örttükçe örten O'dur.
 

53 : 55
(55-62) Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
 

53 : 56
(55-62) Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
 

53 : 57
(55-62) Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
 

53 : 58
(55-62) Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
 

53 : 59
(55-62) Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
 

53 : 60
(55-62) Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
 

53 : 61
(55-62) Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
 

53 : 62
(55-62) Rabbinin iyiliklerinden hangisini tartışıyorsun? İşte bu da, ilk uyaranlardan bir uyarandır. Yaklaşacak olan yaklaşmıştır. Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur. Bu söze mi şaşıyorsunuz? Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz. Ve şaşkınca eğleniyorsunuz. Artık Allah için yere kapanın ve tapının.
 


54-KAMER SURESİ - Al-Qamar - MEKKE/37 - 55 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
54 : 1
(1-2) Saat yaklaşıp, ay yarılıp bir belge görünce yüz çevirirler de “Süregelen bir büyü” derler.
 

54 : 2
(1-2) Saat yaklaşıp, ay yarılıp bir belge görünce yüz çevirirler de “Süregelen bir büyü” derler.
 

54 : 3
Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Oysa her iş yerli yerinedir.
 

54 : 4
(4-5) Andolsun ki, içlerinde çekinilecek üstün, bilgelik bulunan haberler onlara gelmiştir. Ancak uyarmalar fayda vermiyor.
 

54 : 5
(4-5) Andolsun ki, içlerinde çekinilecek üstün, bilgelik bulunan haberler onlara gelmiştir. Ancak uyarmalar fayda vermiyor.
 

54 : 6
Öyleyse çağıran, bilinmeyen korkunç bir şeye çağırdığı gün onlardan yüz çevir.
 

54 : 7
(7-8) Başlarını eğip, gözlerini çağırıcıya diken dağınık çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar. İnkârcılar “Bu zorlu bir gündür” derler.
 

54 : 8
(7-8) Başlarını eğip, gözlerini çağırıcıya diken dağınık çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar. İnkârcılar “Bu zorlu bir gündür” derler.
 

54 : 9
Bunlardan önce Nuhun ulusu da yalanladı. Hem kulumuzu yalanlamışlar, hem de delidir demişlerdi. Konuşması da yasaklanmıştı.
 

54 : 10
(10-12) O da “Ben yenildim, bana yardım et” diye Rabbine yalvarmıştı. Biz de bunun üzerine göğün kapılarını boşanan sularla açtık. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; her iki su, belirtilen bir ölçüde birleşti.
 

54 : 11
(10-12) O da “Ben yenildim, bana yardım et” diye Rabbine yalvarmıştı. Biz de bunun üzerine göğün kapılarını boşanan sularla açtık. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; her iki su, belirtilen bir ölçüde birleşti.
 

54 : 12
(10-12) O da “Ben yenildim, bana yardım et” diye Rabbine yalvarmıştı. Biz de bunun üzerine göğün kapılarını boşanan sularla açtık. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; her iki su, belirtilen bir ölçüde birleşti.
 

54 : 13
(13-17) Nankörlüğe uğramış olana karşılık olsun diye, onu gözcülüğümüzün altında, yüzen kalaslardan yapılmış ve tahta mıhlarla mıhlanmış olana bindirdik. Andolsun, Biz onu bir belge olarak bıraktık, bir hatırlayıp anlayan var mıdır? Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 14
(13-17) Nankörlüğe uğramış olana karşılık olsun diye, onu gözcülüğümüzün altında, yüzen kalaslardan yapılmış ve tahta mıhlarla mıhlanmış olana bindirdik. Andolsun, Biz onu bir belge olarak bıraktık, bir hatırlayıp anlayan var mıdır? Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 15
(13-17) Nankörlüğe uğramış olana karşılık olsun diye, onu gözcülüğümüzün altında, yüzen kalaslardan yapılmış ve tahta mıhlarla mıhlanmış olana bindirdik. Andolsun, Biz onu bir belge olarak bıraktık, bir hatırlayıp anlayan var mıdır? Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 16
(13-17) Nankörlüğe uğramış olana karşılık olsun diye, onu gözcülüğümüzün altında, yüzen kalaslardan yapılmış ve tahta mıhlarla mıhlanmış olana bindirdik. Andolsun, Biz onu bir belge olarak bıraktık, bir hatırlayıp anlayan var mıdır? Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 17
(13-17) Nankörlüğe uğramış olana karşılık olsun diye, onu gözcülüğümüzün altında, yüzen kalaslardan yapılmış ve tahta mıhlarla mıhlanmış olana bindirdik. Andolsun, Biz onu bir belge olarak bıraktık, bir hatırlayıp anlayan var mıdır? Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 18
(18-22) Âd yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu, uğursuz mu uğursuz bir günde, insanları sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren dondurucu bir rüzgarı üzerlerine gönderdik. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 19
(18-22) Âd yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu, uğursuz mu uğursuz bir günde, insanları sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren dondurucu bir rüzgarı üzerlerine gönderdik. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 20
(18-22) Âd yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu, uğursuz mu uğursuz bir günde, insanları sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren dondurucu bir rüzgarı üzerlerine gönderdik. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 21
(18-22) Âd yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu, uğursuz mu uğursuz bir günde, insanları sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren dondurucu bir rüzgarı üzerlerine gönderdik. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 22
(18-22) Âd yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu, uğursuz mu uğursuz bir günde, insanları sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren dondurucu bir rüzgarı üzerlerine gönderdik. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Andolsun ki, Kur anı hatırlamak için kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 23
(23-27) Semûd da uyarmaları yalanladı. “İçimizden bir beşere mi uyacağız? Doğrusu, o zaman biz sapkınlık ve delilik etmiş oluruz. Kitap aramızda ona mı verilmiş? Hayır! O pek yalancı ve kendini beğenen şımarığın biridir” dediler. Yarın kimin pek yalancı ve kendini beğenen şımarık olduğunu bileceklerdir. Doğrusu, onları denemek için dişi deveyi gönderen Biziz. Onları gözetle ve dayan.
 

54 : 24
(23-27) Semûd da uyarmaları yalanladı. “İçimizden bir beşere mi uyacağız? Doğrusu, o zaman biz sapkınlık ve delilik etmiş oluruz. Kitap aramızda ona mı verilmiş? Hayır! O pek yalancı ve kendini beğenen şımarığın biridir” dediler. Yarın kimin pek yalancı ve kendini beğenen şımarık olduğunu bileceklerdir. Doğrusu, onları denemek için dişi deveyi gönderen Biziz. Onları gözetle ve dayan.
 

54 : 25
(23-27) Semûd da uyarmaları yalanladı. “İçimizden bir beşere mi uyacağız? Doğrusu, o zaman biz sapkınlık ve delilik etmiş oluruz. Kitap aramızda ona mı verilmiş? Hayır! O pek yalancı ve kendini beğenen şımarığın biridir” dediler. Yarın kimin pek yalancı ve kendini beğenen şımarık olduğunu bileceklerdir. Doğrusu, onları denemek için dişi deveyi gönderen Biziz. Onları gözetle ve dayan.
 

54 : 26
(23-27) Semûd da uyarmaları yalanladı. “İçimizden bir beşere mi uyacağız? Doğrusu, o zaman biz sapkınlık ve delilik etmiş oluruz. Kitap aramızda ona mı verilmiş? Hayır! O pek yalancı ve kendini beğenen şımarığın biridir” dediler. Yarın kimin pek yalancı ve kendini beğenen şımarık olduğunu bileceklerdir. Doğrusu, onları denemek için dişi deveyi gönderen Biziz. Onları gözetle ve dayan.
 

54 : 27
(23-27) Semûd da uyarmaları yalanladı. “İçimizden bir beşere mi uyacağız? Doğrusu, o zaman biz sapkınlık ve delilik etmiş oluruz. Kitap aramızda ona mı verilmiş? Hayır! O pek yalancı ve kendini beğenen şımarığın biridir” dediler. Yarın kimin pek yalancı ve kendini beğenen şımarık olduğunu bileceklerdir. Doğrusu, onları denemek için dişi deveyi gönderen Biziz. Onları gözetle ve dayan.
 

54 : 28
(28-32) Onlara, her birinin içim sırasında bulunmak üzere, suyun aralarında bölündüğünü bildir. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da atıldı ve sinirledi. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu üzerlerine bir çığlık gönderdik de ağılanın kurumuş otu gibi oldular. Andolsun, Kuranı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 29
(28-32) Onlara, her birinin içim sırasında bulunmak üzere, suyun aralarında bölündüğünü bildir. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da atıldı ve sinirledi. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu üzerlerine bir çığlık gönderdik de ağılanın kurumuş otu gibi oldular. Andolsun, Kuranı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 30
(28-32) Onlara, her birinin içim sırasında bulunmak üzere, suyun aralarında bölündüğünü bildir. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da atıldı ve sinirledi. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu üzerlerine bir çığlık gönderdik de ağılanın kurumuş otu gibi oldular. Andolsun, Kuranı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 31
(28-32) Onlara, her birinin içim sırasında bulunmak üzere, suyun aralarında bölündüğünü bildir. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da atıldı ve sinirledi. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu üzerlerine bir çığlık gönderdik de ağılanın kurumuş otu gibi oldular. Andolsun, Kuranı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 32
(28-32) Onlara, her birinin içim sırasında bulunmak üzere, suyun aralarında bölündüğünü bildir. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da atıldı ve sinirledi. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu üzerlerine bir çığlık gönderdik de ağılanın kurumuş otu gibi oldular. Andolsun, Kuranı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 33
(33-37) Lut ulusu uyarmaları yalanladı. Doğrusu, Biz de üzerlerine taş yağdırdık. Ancak Lut un taraftarlarını katımızdan bir nimet olarak sabaha karşı kurtardık. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz. Andolsun ki, Bizim onları kuvvetle yakalayacağımızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları inatla tartıştılar. Andolsun, onlar onun konuklarını isteklenmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın!
 

54 : 34
(33-37) Lut ulusu uyarmaları yalanladı. Doğrusu, Biz de üzerlerine taş yağdırdık. Ancak Lut un taraftarlarını katımızdan bir nimet olarak sabaha karşı kurtardık. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz. Andolsun ki, Bizim onları kuvvetle yakalayacağımızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları inatla tartıştılar. Andolsun, onlar onun konuklarını isteklenmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın!
 

54 : 35
(33-37) Lut ulusu uyarmaları yalanladı. Doğrusu, Biz de üzerlerine taş yağdırdık. Ancak Lut un taraftarlarını katımızdan bir nimet olarak sabaha karşı kurtardık. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz. Andolsun ki, Bizim onları kuvvetle yakalayacağımızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları inatla tartıştılar. Andolsun, onlar onun konuklarını isteklenmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın!
 

54 : 36
(33-37) Lut ulusu uyarmaları yalanladı. Doğrusu, Biz de üzerlerine taş yağdırdık. Ancak Lut un taraftarlarını katımızdan bir nimet olarak sabaha karşı kurtardık. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz. Andolsun ki, Bizim onları kuvvetle yakalayacağımızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları inatla tartıştılar. Andolsun, onlar onun konuklarını isteklenmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın!
 

54 : 37
(33-37) Lut ulusu uyarmaları yalanladı. Doğrusu, Biz de üzerlerine taş yağdırdık. Ancak Lut un taraftarlarını katımızdan bir nimet olarak sabaha karşı kurtardık. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz. Andolsun ki, Bizim onları kuvvetle yakalayacağımızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları inatla tartıştılar. Andolsun, onlar onun konuklarını isteklenmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın!
 

54 : 38
(38-40) Andolsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap bastırıverdi. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın! Andolsun ki, Kur anı anlasınlar diye kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 39
(38-40) Andolsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap bastırıverdi. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın! Andolsun ki, Kur anı anlasınlar diye kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 40
(38-40) Andolsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap bastırıverdi. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın! Andolsun ki, Kur anı anlasınlar diye kolaylaştırdık; hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 41
(41-43) Andolsun ki, Firavun yandaşlarına uyarılar gelmiştir. İlkelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güçlü şerefliye yakışır bir şekilde yakaladık. Sizin inkârcılarınız bunlardan daha mı iyidir? Yoksa kitaplarda size sorumsuzluk belgesi mi var?
 

54 : 42
(41-43) Andolsun ki, Firavun yandaşlarına uyarılar gelmiştir. İlkelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güçlü şerefliye yakışır bir şekilde yakaladık. Sizin inkârcılarınız bunlardan daha mı iyidir? Yoksa kitaplarda size sorumsuzluk belgesi mi var?
 

54 : 43
(41-43) Andolsun ki, Firavun yandaşlarına uyarılar gelmiştir. İlkelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güçlü şerefliye yakışır bir şekilde yakaladık. Sizin inkârcılarınız bunlardan daha mı iyidir? Yoksa kitaplarda size sorumsuzluk belgesi mi var?
 

54 : 44
(44-46) Yoksa “Biz öç alabilecek bir topluluğuz” mu diyorlar? Toplulukları dağıtılacak ve onlar arkalarına dönüp kaçacaklardır. Hayır! Onlara Saat söz verilmişti. O ne korkunç, ne acı bir Saattir!
 

54 : 45
(44-46) Yoksa “Biz öç alabilecek bir topluluğuz” mu diyorlar? Toplulukları dağıtılacak ve onlar arkalarına dönüp kaçacaklardır. Hayır! Onlara Saat söz verilmişti. O ne korkunç, ne acı bir Saattir!
 

54 : 46
(44-46) Yoksa “Biz öç alabilecek bir topluluğuz” mu diyorlar? Toplulukları dağıtılacak ve onlar arkalarına dönüp kaçacaklardır. Hayır! Onlara Saat söz verilmişti. O ne korkunç, ne acı bir Saattir!
 

54 : 47
Doğrusu, suçlular sapkınlık ve çılgınlık içindedirler.
 

54 : 48
Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün: Cehennemin dokunmasını tadın!
 

54 : 49
Doğrusu Biz her şeyi bir ölçüme göre yaratmışızdır.
 

54 : 50
Bizim buyruğumuz bir göz kırpması gibi anidir.
 

54 : 51
Andolsun ki, benzerlerinizi yok ettik, hatırlayıp anlayan var mıdır?
 

54 : 52
(52-53) İnsanların yaptıkları her şey, küçük ve büyük, hepsi satır satır kitaplarda kayıtlıdır.
 

54 : 53
(52-53) İnsanların yaptıkları her şey, küçük ve büyük, hepsi satır satır kitaplarda kayıtlıdır.
 

54 : 54
(54-55) Doğrusu, saygılı olanlar, bahçelerde ve ırmakların kıyılarında, güçlü hükümdarın huzurunda doğruluk oturumundadırlar.
 

Arama 1.47 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki4801-49004901-5000 5001-5100 5101-5200 Sonraki >> ]