KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki4001-41004101-4200 4201-4300 4301-4400 Sonraki >> ]
38 : 31
(30-31) Ve Davud'a Süleyman'ı verdik. O ne güzel bir kuldu! Doğrusu, o daima Allah'a yönelirdi. Ona bir akşam üstü çalımlı, cins koşu atları sunulmuştu.
 

38 : 32
(32-33) Bunun üzerine dedi ki: “Doğrusu ben, Rabbimi anmayı sağlayan iyi şeyleri sevdikçe severim.” Koşup toz perdesi arkasında kayboldukları zaman, “Artık, onları bana geri getirin” deyip hemen bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya koyuldu.
 

38 : 33
(32-33) Bunun üzerine dedi ki: “Doğrusu ben, Rabbimi anmayı sağlayan iyi şeyleri sevdikçe severim.” Koşup toz perdesi arkasında kayboldukları zaman, “Artık, onları bana geri getirin” deyip hemen bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya koyuldu.
 

38 : 34
Andolsun Süleyman'ı denedik, hükümranlığını güçsüz düşürerek onu denedik. Sonra toparladı.
 

38 : 35
“Rabbim! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; Doğrusu Sen daima bağışta bulunansın” dedi.
 

38 : 36
(36-40) Bunun üzerine, Biz de istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan hünerlileri, demir halkalarla bağlı olan diğerlerini onun emrine verdik. “İşte bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır” dedik. Doğrusu, onun katımızda bir yaklaşımı ve güzel bir dönüşü vardır.
 

38 : 37
(36-40) Bunun üzerine, Biz de istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan hünerlileri, demir halkalarla bağlı olan diğerlerini onun emrine verdik. “İşte bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır” dedik. Doğrusu, onun katımızda bir yaklaşımı ve güzel bir dönüşü vardır.
 

38 : 38
(36-40) Bunun üzerine, Biz de istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan hünerlileri, demir halkalarla bağlı olan diğerlerini onun emrine verdik. “İşte bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır” dedik. Doğrusu, onun katımızda bir yaklaşımı ve güzel bir dönüşü vardır.
 

38 : 39
(36-40) Bunun üzerine, Biz de istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan hünerlileri, demir halkalarla bağlı olan diğerlerini onun emrine verdik. “İşte bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır” dedik. Doğrusu, onun katımızda bir yaklaşımı ve güzel bir dönüşü vardır.
 

38 : 40
(36-40) Bunun üzerine, Biz de istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan hünerlileri, demir halkalarla bağlı olan diğerlerini onun emrine verdik. “İşte bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır” dedik. Doğrusu, onun katımızda bir yaklaşımı ve güzel bir dönüşü vardır.
 

38 : 41
(41-42) Kulumuz Eyüp'ü de an; Rabbine “Doğrusu, şeytan bana yorgunluk ve azap verdi” diye seslenmiştir. Yola düş! İşte yıkanacak soğuk bir yer ve bir içecek.”
 

38 : 42
(41-42) Kulumuz Eyüp'ü de an; Rabbine “Doğrusu, şeytan bana yorgunluk ve azap verdi” diye seslenmiştir. Yola düş! İşte yıkanacak soğuk bir yer ve bir içecek.”
 

38 : 43
Öz akıl sahiplerine katımızdan bir acıma ve hatırlatma olmak üzere, ona ailesini ve onlarla beraber bir katını daha vermiştik.
 

38 : 44
“Eline bir demet sap alıp onunla vur, yeminini bozma.” Doğrusu, Biz onu dayanıklı bulduk, ne iyi kuldur. Doğrusu, pek yönelendir.
 

38 : 45
(45-48) Güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakupu da an. Doğrusu Biz onları yurdu özenle düşünen öz kimseler kıldık. Doğrusu, onlar katımızda seçkin, iyi kimselerdendirler. İsmail'i, Elyesa ’yı, Zu 1kifTi de an. Hepsi iyilerdendir.
 

38 : 46
(45-48) Güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakupu da an. Doğrusu Biz onları yurdu özenle düşünen öz kimseler kıldık. Doğrusu, onlar katımızda seçkin, iyi kimselerdendirler. İsmail'i, Elyesa ’yı, Zu 1kifTi de an. Hepsi iyilerdendir.
 

38 : 47
(45-48) Güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakupu da an. Doğrusu Biz onları yurdu özenle düşünen öz kimseler kıldık. Doğrusu, onlar katımızda seçkin, iyi kimselerdendirler. İsmail'i, Elyesa ’yı, Zu 1kifTi de an. Hepsi iyilerdendir.
 

38 : 48
(45-48) Güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakupu da an. Doğrusu Biz onları yurdu özenle düşünen öz kimseler kıldık. Doğrusu, onlar katımızda seçkin, iyi kimselerdendirler. İsmail'i, Elyesa ’yı, Zu 1kifTi de an. Hepsi iyilerdendir.
 

38 : 49
(49-52) İşte bu, onları anmadır; doğrusu, saygılı olanlara güzel bir gelecek vardır. Kapıları onlara açık, mutluluk cennetleri vardır. Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. Yanlarında, bakışını kısa tutan yaşıtlar vardır.
 

38 : 50
(49-52) İşte bu, onları anmadır; doğrusu, saygılı olanlara güzel bir gelecek vardır. Kapıları onlara açık, mutluluk cennetleri vardır. Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. Yanlarında, bakışını kısa tutan yaşıtlar vardır.
 

38 : 51
(49-52) İşte bu, onları anmadır; doğrusu, saygılı olanlara güzel bir gelecek vardır. Kapıları onlara açık, mutluluk cennetleri vardır. Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. Yanlarında, bakışını kısa tutan yaşıtlar vardır.
 

38 : 52
(49-52) İşte bu, onları anmadır; doğrusu, saygılı olanlara güzel bir gelecek vardır. Kapıları onlara açık, mutluluk cennetleri vardır. Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. Yanlarında, bakışını kısa tutan yaşıtlar vardır.
 

38 : 53
İşte bunlar, hesaplaşma günü için size söz verilenlerdir.
 

38 : 54
Doğrusu, verdiğimiz bu rızıkların sonu yoktur.
 

38 : 55
Bu böyle; doğrusu, andolsun azgınlara kötü bir gelecek vardır.
 

38 : 56
Onlar cehenneme girerler. Ne kötü bir konaktır!
 

38 : 57
İşte bu kaynar su ve pek soğuk bir içecektir, artık onu tatsınlar.
 

38 : 58
Bunlara benzer daha başka çeşitleri de vardır.
 

38 : 59
İşte bu topluluk, düşünmeden sizinle beraber atılanlardır. Onlara rahatlık yoktur, doğrusu onlar ateşe gireceklerdir.
 

38 : 60
“Hayır! Asıl siz rahat yüzü görmeyin, bizi buraya süren sizsiniz, ne kötü bir duraktır!” derler.
 

38 : 61
“Rabbimiz! Bizi buraya kim sürdüyse ateşte onun azabını kat kat artır” derler.
 

38 : 62
Ve, “Kendilerini dünyada iken kötü saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz?
 

38 : 63
(63-64) Onları alaya alırdık, yoksa şimdi gözler onlardan kaydı mı?” derler. Doğrusu ateşliklerin bu çekişmesi gerçekleşecektir.
 

38 : 64
(63-64) Onları alaya alırdık, yoksa şimdi gözler onlardan kaydı mı?” derler. Doğrusu ateşliklerin bu çekişmesi gerçekleşecektir.
 

38 : 65
De ki: “Ben sadece bir uyarıcıyım. Hiç karşı konulamaz tek Allah’tan başka tanrı yoktur.”
 

38 : 66
“Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi uludur, çok bağışlayandır.”
 

38 : 67
(67-68) De ki: “bu büyük bir haberdir, ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz.
 

38 : 68
(67-68) De ki: “bu büyük bir haberdir, ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz.
 

38 : 69
(69-70) En üst âlemde olan tartışmalar konusunda bilgim yoktur. Bana sadece vahyolunuyor; doğrusu, ben ancak açık bir uyarıcıyım.”
 

38 : 70
(69-70) En üst âlemde olan tartışmalar konusunda bilgim yoktur. Bana sadece vahyolunuyor; doğrusu, ben ancak açık bir uyarıcıyım.”
 

38 : 71
(71-72) Hani, Rabbin meleklere demişti: “Doğrusu, Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu biçimlendirip, ruhumdan ona üflediğim zaman ona saygı gösterin.“
 

38 : 72
(71-72) Hani, Rabbin meleklere demişti: “Doğrusu, Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu biçimlendirip, ruhumdan ona üflediğim zaman ona saygı gösterin.“
 

38 : 73
(73-74) İblis'ten başka bütün melekler saygı göstermişti. O büyüklük taslamış ve inkarcılardan olmuştu.
 

38 : 74
(73-74) İblis'ten başka bütün melekler saygı göstermişti. O büyüklük taslamış ve inkarcılardan olmuştu.
 

38 : 75
“Ey İblis! Ellerimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklendin mi? Yoksa yücelerden mi oldun?” dedi.
 

38 : 76
“Ben ondan daha üstünüm. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın” dedi.
 

38 : 77
(77-79) “ Defol oradan, doğrusu, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu, yargı gününe kadar lanetim senin üzerindedir” dedi. “Rabbim! Dirilecekleri güne kadar beni ertele” dedi.
 

38 : 78
(77-79) “ Defol oradan, doğrusu, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu, yargı gününe kadar lanetim senin üzerindedir” dedi. “Rabbim! Dirilecekleri güne kadar beni ertele” dedi.
 

38 : 79
(77-79) “ Defol oradan, doğrusu, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu, yargı gününe kadar lanetim senin üzerindedir” dedi. “Rabbim! Dirilecekleri güne kadar beni ertele” dedi.
 

38 : 80
(80-83) “Doğrusu sen bilinen günün vaktine kadar ertelenenlerdensin” dedi. “Senin ululuğuna andolsun ki, Sana içten bağlı olan kulların bir yana, onların hepsini azdıracağım” dedi.
 

38 : 81
(80-83) “Doğrusu sen bilinen günün vaktine kadar ertelenenlerdensin” dedi. “Senin ululuğuna andolsun ki, Sana içten bağlı olan kulların bir yana, onların hepsini azdıracağım” dedi.
 

38 : 82
(80-83) “Doğrusu sen bilinen günün vaktine kadar ertelenenlerdensin” dedi. “Senin ululuğuna andolsun ki, Sana içten bağlı olan kulların bir yana, onların hepsini azdıracağım” dedi.
 

38 : 83
(80-83) “Doğrusu sen bilinen günün vaktine kadar ertelenenlerdensin” dedi. “Senin ululuğuna andolsun ki, Sana içten bağlı olan kulların bir yana, onların hepsini azdıracağım” dedi.
 

38 : 84
(84-85) “Bu doğrudur ve Ben gerçeği söylüyorum, seni ve sana uyanların, hepsini cehenneme dolduracağım” dedi.
 

38 : 85
(84-85) “Bu doğrudur ve Ben gerçeği söylüyorum, seni ve sana uyanların, hepsini cehenneme dolduracağım” dedi.
 

38 : 86
De ki: “Buna karşılık sizden bir ödül istemiyorum. Ve kendiliğimden yükümlülük taslayanlardan değilim.
 

38 : 87
Bu, ancak dünyalara bir hatırlatmadır.
 

38 : 88
Andolsun, bir süre sonra onun haberini öğreneceksiniz.”
 


39-ZUMER SURESİ - Az-Zumar - MEKKE/59 - 75 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
39 : 1
Bu Kitab'ın indirilmesi, ulu ve bilge olan Allah batındandır.
 

39 : 2
Doğrusu, gerçekten Biz Kitabı sana indirdik. Öyle ise tapınmayı Allaha özgü kılarak Ona kulluk et.
 

39 : 3
Dikkat! Özenli tapınma Allahadır. Allah’tan başka veli edinenler: “Bizi Allah’a iyice yaklaştırsınlar diye onlara tapıyoruz.” Doğrusu, Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Doğrusu Allah, yalancı ve pek inkârcı kimseye doğru yol göstermez.
 

39 : 4
Allah çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi. O arıdır. O, hiç karşı konulamaz tek Allah’tır.
 

39 : 5
Gökleri ve yeri gerçekten yaratan O’dur. Geceyi gündüze dolar, gündüzü geceye dolar. Her biri belirli bir süreye kadar yüzen güneş ve ayı buyruk altında tutar. Dikkat! Ulu olan, çok bağışlayan O’dur.
 

39 : 6
Sizi tek bir özden yaratmış, sonra ondan eşini var etmiştir; sizin için hayvanlardan sekiz çift meydana getirmiştir. Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlıkta yaratış ardı yaratış olarak yaratır. İşte bu, Rabbiniz olan Allah'tır. Egemenlik O nündür. Ondan başka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl olur da, döndürülürsünüz?
 

39 : 7
Eğer, inkâr ederseniz, doğrusu Allah sizden zengindir, kullarının nankörlüğünden de hoşnut olmaz. Eğer, şükrederseniz sizden hoşnut olur. Sorumluluk taşıyan hiç kimse, başkasının sorumluluğunu taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir; yaptıklarınızı o zaman size anlatır, doğrusu, O gönüllerde olanı bilir.
 

39 : 8
İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabbine yönelerek, Ona yalvarır. Sonra Allah, kendi katından ona bir nimet verince, önceden kime yalvarmış olduğunu unutuverir. Ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler de koşar. De ki: “Nankörlüğünle az bir müddet zevklen, doğrusu, sen ateşliklerdensin.''
 

39 : 9
Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, sonrakinden çekinen, Rabbinin acımasını dileyen kimdir? De ki: “Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak öz akıllılar anımsamaya çalışırlar.
 

39 : 10
De ki: “Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı saygılı olun. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah'ın yarattığı yeryüzü geniştir. Yalnız, katlananlara ödülleri sonsuz olarak ödenecektir.”
 

39 : 11
De ki: “Doğrusu, dini Allaha öz kılarak Ona kulluk etmekle emrolundum.
 

39 : 12
İçtenlikle boyun eğenlerin ilki olmakla emrolundum”
 

39 : 13
De ki: “Rabbime karşı gelirsem, doğrusu, büyük günün azabından korkarım.”
 

39 : 14
De ki: “Ben dinimi Allaha öz kılarak Ona kulluk ederim.”
 

39 : 15
Siz de O'nun yerine dilediğinize tapın. De ki: “Doğrusu, diriliş günü hem kendilerini, hem yakınlarını ziyana uğratanlar, ziyandadırlar.” Dikkat! İşte apaçık ziyan budur.
 

39 : 16
Onların üstünde ateşten gölgeler olacaktır, altlarında da gölgeler olacaktır. Allah kullarını bununla korkutur. “Ey kullarım! Bana saygılı olun.”
 

39 : 17
(17-18) Azgın olana kulluk etmekten kaçınıp Allaha yönelenlere müjde vardır. Ayrıca sözleri iyi dinleyip en güzeline uyan kullarımı da müjdele! İşte onlar Allah'ın gösterdiği doğru yolda olanlardır. İşte onlar öz akıllılardır.
 

39 : 18
(17-18) Azgın olana kulluk etmekten kaçınıp Allaha yönelenlere müjde vardır. Ayrıca sözleri iyi dinleyip en güzeline uyan kullarımı da müjdele! İşte onlar Allah'ın gösterdiği doğru yolda olanlardır. İşte onlar öz akıllılardır.
 

39 : 19
Azap sözü aleyhine gerçekleşmiş kimseyi mi! Ateşte olanı mı sen kurtaracaksın?
 

39 : 20
Ancak, Rablerine saygılı olanlara altlarından ırmaklar akan üst üste bina edilmiş köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah verdiği sözden caymaz.
 

39 : 21
Doğrusu, Allah'ın gökten bir su indirip onu yerdeki kaynaklara yerleştiren, sonra onunla türlü türlü ekinler yetiştiren olduğunu görmez misin? Sonra onlar gürleşir, kurur ve sen de onları sapsarı görürsün, sonra da onları çerçöpe çevirir. Doğrusu, bunda öz akıllılara hatırlatma vardır.
 

39 : 22
Allah kimin gönlünü İslam a açmışsa, o, Rabbi katından bir ışık üzere olmaz mı? Gönülleri Allah’ı anmaya karşı katılaşmış olanlara yazıklar olsun, işte bunlar apaçık sapkınlık içindedirler.
 

39 : 23
Allah, birbirine benzeyen, ara ara yinelenen en iyi anlatımlı Kitab’ı indirmiştir. Rablerinden bilinçle korkanların, bu Kitap’tan derileri ürperir, sonra Allah’ı anmakla hem derileri hem de gönülleri yatışır. İşte bu kitap, Allah’ın doğruluk göstergesidir, bununla isteyene doğru yol gösterir. Ve Allah kimi saptırırsa, artık ona yol gösteren bulunmaz.
 

39 : 24
Diriliş günü azabın kötüsünden yüzünü kim korumaya çalışır; haksızlık edenlere, “Kazandıklarınızın karşılığını tadın” denir.
 

39 : 25
Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı da, farkına varmadıkları yerden onlara bir azap gelip çatmıştı.
 

39 : 26
Allah onlara dünya hayatında rezilliği tattırdı; sonraki azabı daha büyüktür. Keşke bilseler!
 

39 : 27
Biz bu Kuranda, belki anlamaya çalışırlar diye, insanlara her türlü örneği, andolsun verdik.
 

39 : 28
O, eğriliği olmayan Arapça bir Kurandır. Artık belki saygılı olurlar.
 

39 : 29
Allah, birbiriyle geçinemeyen ortaklara bağlı olan bir adamla, yalnızca bir kişiye bağlı bir adamı örnek olarak verir. Bu ikisinin durumu eşit midir? Övgü Allah’adır, fakat çoğu bilmezler.
 

39 : 30
Doğrusu sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
 

39 : 31
Sonra, doğrusu siz diriliş günü Rabbinizin önünde duruşmaya çıkacaksınız.
 

39 : 32
Allaha karşı yalan söyleyenden ve kendisine gelmiş olan gerçeği yalanlayandan daha haksız kimdir? İnkârcılar için cehennemde bir yurt olmaz olur mu?
 

39 : 33
Gerçeği getirene ve onu doğrulayana gelince, işte onlar saygılı olanlardır.
 

39 : 34
Onlara, Rablerinin katında diledikleri vardır, güzel iş yapanların ödülü budur.
 

39 : 35
Böylece Allah, onların yaptıklarının en kötüsünü örter, onlara işledikleri şeylerin en güzeli ile karşılıklarını verir.
 

39 : 36
Allah kuluna yetmez mi? Seni Ondan başka şeylerle korkutuyorlar. Allah’ın sapkınlıkta bıraktığına doğru yol gösterecek bulunmaz.
 

39 : 37
Allah’ın doğru yol gösterdiğini de saptıracak bulunmaz. Allah, ulu olan ve kötülüklerin karşılığını veren değil midir?
 

39 : 38
Doğrusu, onlara “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorsan, andolsun “Allah’tır” derler. De ki: “Düşündünüz mü? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah’tan başka yakardıklarınız O’nun verdiği zararı giderebilirler mi? Yahut bana bir acıma dilerse O’nun acımasını önleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter, güvenenler ancak O’na güvenir.”
 

39 : 39
(39-40) De ki: “Ey ulusum! Durumunuzun gerektirdiğini yapın, doğrusu ben de yapacağım. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek ve sürekli azap kime inecek bileceksiniz.”
 

39 : 40
(39-40) De ki: “Ey ulusum! Durumunuzun gerektirdiğini yapın, doğrusu ben de yapacağım. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek ve sürekli azap kime inecek bileceksiniz.”
 

39 : 41
Doğrusu Biz, insanlar için Kitab’ı gerçekten sana indirdik. Kim doğru yolda giderse kendi yararına gitmiş olur. Kim sapıtırsa kendi zararına sapıtmış olur. Sen onlardan sorumlu değilsin.
 

39 : 42
Allah ölecekleri ölüm anında ve uykularında ölmemiş olanın da canlarını alır. Ancak ölmelerine hükmettiklerini tutar ve diğerlerini belli bir süre salıverir. Doğrusu, bunda düşünen kimseler için belgeler vardır.
 

Arama 1.45 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki4001-41004101-4200 4201-4300 4301-4400 Sonraki >> ]