KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki2801-2900 2901-3000 3001-31003101-3200 Sonraki >> ]
26 : 69
Onlara İbrahim'in kıssasını anlat.
 

26 : 70
Hani! Babasına ve ulusuna: “Neye tapıyorsunuz?” demişti.
 

26 : 71
“Putlara tapıyoruz; onlarla ilgilenip duruyoruz” dediler.
 

26 : 72
(72-73) “Çağırdığınız zaman sizi duyarlar mı veya size bir fayda ve zarar verirler mi?” dedi.
 

26 : 73
(72-73) “Çağırdığınız zaman sizi duyarlar mı veya size bir fayda ve zarar verirler mi?” dedi.
 

26 : 74
“Ancak, babalarımızı da böyle yaparken bulduk” dediler.
 

26 : 75
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 76
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 77
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 78
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 79
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 80
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 81
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 82
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 83
(75-83) Dedi: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptığınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yol gösteren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O’dur. Yargı gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana bilgelik ver ve beni iyilere kat.
 

26 : 84
(84-89) Ve gelecekler arasında benim için bir doğruluk dili kıl. Beni nimet cennetine vâris olanlardan eyle. Babamı da bağışla, doğrusu, o şaşırmışlardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allaha esen bir gönülle gelenden başkasına malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni utandırma.”
 

26 : 85
(84-89) Ve gelecekler arasında benim için bir doğruluk dili kıl. Beni nimet cennetine vâris olanlardan eyle. Babamı da bağışla, doğrusu, o şaşırmışlardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allaha esen bir gönülle gelenden başkasına malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni utandırma.”
 

26 : 86
(84-89) Ve gelecekler arasında benim için bir doğruluk dili kıl. Beni nimet cennetine vâris olanlardan eyle. Babamı da bağışla, doğrusu, o şaşırmışlardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allaha esen bir gönülle gelenden başkasına malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni utandırma.”
 

26 : 87
(84-89) Ve gelecekler arasında benim için bir doğruluk dili kıl. Beni nimet cennetine vâris olanlardan eyle. Babamı da bağışla, doğrusu, o şaşırmışlardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allaha esen bir gönülle gelenden başkasına malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni utandırma.”
 

26 : 88
(84-89) Ve gelecekler arasında benim için bir doğruluk dili kıl. Beni nimet cennetine vâris olanlardan eyle. Babamı da bağışla, doğrusu, o şaşırmışlardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allaha esen bir gönülle gelenden başkasına malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni utandırma.”
 

26 : 89
(84-89) Ve gelecekler arasında benim için bir doğruluk dili kıl. Beni nimet cennetine vâris olanlardan eyle. Babamı da bağışla, doğrusu, o şaşırmışlardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allaha esen bir gönülle gelenden başkasına malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni utandırma.”
 

26 : 90
(90-91) O gün cennet saygılı olanlara yaklaştırılır. Alevli ateş de azgınlar için ortaya çıkarılır.
 

26 : 91
(90-91) O gün cennet saygılı olanlara yaklaştırılır. Alevli ateş de azgınlar için ortaya çıkarılır.
 

26 : 92
(92-93) Onlara denilir: "Allah yerine taptıklarınız nerededir? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerine yardımları dokunuyor mu?”
 

26 : 93
(92-93) Onlara denilir: "Allah yerine taptıklarınız nerededir? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerine yardımları dokunuyor mu?”
 

26 : 94
(94-95) Onlar ve azgınlar ve İblism adamları tepetaklak hepsi oraya atılırlar.
 

26 : 95
(94-95) Onlar ve azgınlar ve İblism adamları tepetaklak hepsi oraya atılırlar.
 

26 : 96
(96-102) Cehennemde aralarında çekişerek derler ki: “Andolsun biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi aracımız da, içtenli bir dostumuz da yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
 

26 : 97
(96-102) Cehennemde aralarında çekişerek derler ki: “Andolsun biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi aracımız da, içtenli bir dostumuz da yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
 

26 : 98
(96-102) Cehennemde aralarında çekişerek derler ki: “Andolsun biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi aracımız da, içtenli bir dostumuz da yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
 

26 : 99
(96-102) Cehennemde aralarında çekişerek derler ki: “Andolsun biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi aracımız da, içtenli bir dostumuz da yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
 

26 : 100
(96-102) Cehennemde aralarında çekişerek derler ki: “Andolsun biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi aracımız da, içtenli bir dostumuz da yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
 

26 : 101
(96-102) Cehennemde aralarında çekişerek derler ki: “Andolsun biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi aracımız da, içtenli bir dostumuz da yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
 

26 : 102
(96-102) Cehennemde aralarında çekişerek derler ki: “Andolsun biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi aracımız da, içtenli bir dostumuz da yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
 

26 : 103
Doğrusu, bunda bir belge vardır, ancak çoğu inanmamaktadır.
 

26 : 104
Doğrusu Rabbin, andolsun güçlüdür, acıyandır.
 

26 : 105
Nuhun ulusu elçileri yalanladı.
 

26 : 106
(106-110) Hani kardeşleri Nuh onlara dedi: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim. Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin eğitenine aittir. Artık Allah a saygılı olun ve bana itaat edin.”
 

26 : 107
(106-110) Hani kardeşleri Nuh onlara dedi: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim. Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin eğitenine aittir. Artık Allah a saygılı olun ve bana itaat edin.”
 

26 : 108
(106-110) Hani kardeşleri Nuh onlara dedi: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim. Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin eğitenine aittir. Artık Allah a saygılı olun ve bana itaat edin.”
 

26 : 109
(106-110) Hani kardeşleri Nuh onlara dedi: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim. Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin eğitenine aittir. Artık Allah a saygılı olun ve bana itaat edin.”
 

26 : 110
(106-110) Hani kardeşleri Nuh onlara dedi: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim. Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin eğitenine aittir. Artık Allah a saygılı olun ve bana itaat edin.”
 

26 : 111
Dediler: “Sana mı inanalım? En bayağılar sana uymaktadır.”
 

26 : 112
(112-115) Dedi: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesapları Rabbime aittir, keşke anlasanız! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açık bir uyarıcıyım.”
 

26 : 113
(112-115) Dedi: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesapları Rabbime aittir, keşke anlasanız! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açık bir uyarıcıyım.”
 

26 : 114
(112-115) Dedi: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesapları Rabbime aittir, keşke anlasanız! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açık bir uyarıcıyım.”
 

26 : 115
(112-115) Dedi: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesapları Rabbime aittir, keşke anlasanız! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açık bir uyarıcıyım.”
 

26 : 116
"Ey Nuh! Eğer, bu işe son vermezsen, andolsun kovulanlardan olacaksın” dediler.
 

26 : 117
(117-118) "Rabbim! Doğrusu ulusum beni yalanladı, benimle onların arasında Sen hüküm ver. Beni ve beraberimdeki inananları kurtar" dedi.
 

26 : 118
(117-118) "Rabbim! Doğrusu ulusum beni yalanladı, benimle onların arasında Sen hüküm ver. Beni ve beraberimdeki inananları kurtar" dedi.
 

26 : 119
Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık.
 

26 : 120
Sonra geride kalanları suda boğduk.
 

26 : 121
Doğrusu, bunda bir belge vardır, ancak çoğu inanmamaktadır.
 

26 : 122
Doğrusu Rabbin, andolsun güçlüdür, acıyandır.
 

26 : 123
Âd ulusu da elçileri yalanladı.
 

26 : 124
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 125
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 126
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 127
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 128
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 129
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 130
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 131
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 132
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 133
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 134
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 135
(124-135) Hani! Kardeşleri Hud onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; Ödülüm ancak âlemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verene saygılı olun; davarları, oğulları, bahçeleri ve pınarları size O vermiştir. Doğrusu, hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum” dedi.
 

26 : 136
Dediler: "İster öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bizce birdir.
 

26 : 137
(137-138) Bu durum öncekilerin huyudur. Biz azaba uğratılacak da değiliz”
 

26 : 138
(137-138) Bu durum öncekilerin huyudur. Biz azaba uğratılacak da değiliz”
 

26 : 139
Böylece onu yalanladılar; Biz de kendilerini yokettik. Bunda, doğrusu bir belge vardır; ancak çoğu inanmamıştır.
 

26 : 140
Doğrusu Rabbin, andolsun güçlüdür, acıyandır.
 

26 : 141
Semûd ulusu da elçileri yalanladı.
 

26 : 142
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 143
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 144
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 145
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 146
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 147
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 148
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 149
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 150
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 151
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 152
(142-152) Hani, kardeşleri Salih onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size güvenilir bir elçiyim; artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir. Dağlarda ustaca neşeli olarak evler yontarken, bahçelerde, pınar başlarında, ekinler ve salkımları sarkmış hurmalıklar arasında, tam bu esnada güven içinde bırakılır mısınız? Artık Allaha saygılı olun ve bana itaat edin. Yeryüzünü düzeltmeyen, bozgunculuk yapan savurganların emirlerine itaat etmeyin” dedi.
 

26 : 153
(153-154) “Sen şüphesiz, yanıltılmışlardan birisin; bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsin. Eğer doğru sözlü isen bir belge getir” dediler.
 

26 : 154
(153-154) “Sen şüphesiz, yanıltılmışlardan birisin; bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsin. Eğer doğru sözlü isen bir belge getir” dediler.
 

26 : 155
(155-156) Dedi: “işte, belge bu dişi devedir. Su içmek hakkı belirli bir gün onun ve belirli bir gün de sîzindir, sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalar.”
 

26 : 156
(155-156) Dedi: “işte, belge bu dişi devedir. Su içmek hakkı belirli bir gün onun ve belirli bir gün de sîzindir, sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalar.”
 

26 : 157
Onlar ise onu sinirlediler; ama pişman da oldular.
 

26 : 158
Bunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu, bunda bir ders vardır, fakat çoğu inanmamaktadır.
 

26 : 159
Doğrusu Rabbin, andolsun güçlüdür, acıyandır.
 

26 : 160
Lut ulusu da elçileri yafanladn
 

26 : 161
(161-166) Hani kardeşleri Lut onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a saygılı olun ve bana itaat edin.. Burna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir; Rabbimzin, sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, âlemler arasında erkeklere- mi yaklaşıyorsunuz?' Kayır! Siz sınırı aşmış bir ulussunuz” dedi.
 

26 : 162
(161-166) Hani kardeşleri Lut onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a saygılı olun ve bana itaat edin.. Burna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir; Rabbimzin, sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, âlemler arasında erkeklere- mi yaklaşıyorsunuz?' Kayır! Siz sınırı aşmış bir ulussunuz” dedi.
 

26 : 163
(161-166) Hani kardeşleri Lut onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a saygılı olun ve bana itaat edin.. Burna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir; Rabbimzin, sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, âlemler arasında erkeklere- mi yaklaşıyorsunuz?' Kayır! Siz sınırı aşmış bir ulussunuz” dedi.
 

26 : 164
(161-166) Hani kardeşleri Lut onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a saygılı olun ve bana itaat edin.. Burna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir; Rabbimzin, sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, âlemler arasında erkeklere- mi yaklaşıyorsunuz?' Kayır! Siz sınırı aşmış bir ulussunuz” dedi.
 

26 : 165
(161-166) Hani kardeşleri Lut onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a saygılı olun ve bana itaat edin.. Burna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir; Rabbimzin, sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, âlemler arasında erkeklere- mi yaklaşıyorsunuz?' Kayır! Siz sınırı aşmış bir ulussunuz” dedi.
 

26 : 166
(161-166) Hani kardeşleri Lut onlara: “Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a saygılı olun ve bana itaat edin.. Burna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir; Rabbimzin, sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, âlemler arasında erkeklere- mi yaklaşıyorsunuz?' Kayır! Siz sınırı aşmış bir ulussunuz” dedi.
 

26 : 167
“Ey Lut! Bu sözlerinden vazgeçmezsen, doğrusu sür rülenlerden olacaksın” dediler.
 

26 : 168
(168-169) Dedi: “Doğrusu yaptığınıza çok kızanlardanım. Rabbim! Beni ve ailemi bunların yapacaklarından kurtar.”
 

Arama 1.67 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki2801-2900 2901-3000 3001-31003101-3200 Sonraki >> ]