KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki2001-2100 2101-2200 2201-2300 2301-2400Sonraki >> ]
19 : 51
Ve kitap’ta Musa’yı da an. Doğrusu o, öz kılınmış ve elçi bir peygamberdi.
 

19 : 52
Ve ona, Dağ’ın sağ yanında seslenmiş ve özel bir konuşma için onu yaklaştırmıştık.
 

19 : 53
Ve acımamızdan, kardeşi Harun’u bir peygamber olarak ona bağışladık.
 

19 : 54
(54-55) Ve kitap’ta İsmail’i de an. Doğrusu o, sözünde doğru biriydi ve elçi bir peygamberdi. Ve çevresinde bulunanlara yakarmalarını ve zekat vermelerini emrederdi. Ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.
 

19 : 55
(54-55) Ve kitap’ta İsmail’i de an. Doğrusu o, sözünde doğru biriydi ve elçi bir peygamberdi. Ve çevresinde bulunanlara yakarmalarını ve zekat vermelerini emrederdi. Ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.
 

19 : 56
(56-57) Ve kitap’ta İdris’i de an. Doğrusu o, dosdoğru bir peygamberdi. Ve onu yüce bir yere yükselttik.
 

19 : 57
(56-57) Ve kitap’ta İdris’i de an. Doğrusu o, dosdoğru bir peygamberdi. Ve onu yüce bir yere yükselttik.
 

19 : 58
İşte onlar, Adem’in ve Nuh’la beraber taşıdıklarımızın soyundan, İbrahim’in, İsrail’in soyundan ve seçip doğru yola eriştirdiğimiz, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerdendirler. Rahmanın ilkeleri onlara okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı.
 

19 : 59
Bundan böyle, onların ardından, yakarışı bırakan ve heveslerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar, azgınlığa uğrayacaklardır.
 

19 : 60
(60-61) Ancak, tövbe eden ve inanan ve yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Bunlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan, Rahman’ın kullarına görülmeyende söz verdiği cennete; daimi mutluluk cennetlerine gireceklerdir. Doğrusu, O’nun sözü yerine gelecektir.
 

19 : 61
(60-61) Ancak, tövbe eden ve inanan ve yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Bunlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan, Rahman’ın kullarına görülmeyende söz verdiği cennete; daimi mutluluk cennetlerine gireceklerdir. Doğrusu, O’nun sözü yerine gelecektir.
 

19 : 62
(62-63) Onlar, orada boş sözler değil, sadece esenlik veren sözler işitirler. Orada rızıklarını sabah akşam hazır bulurlar. Kullarımızdan, Allah’a saygılı olanları mirasçı kılacağımız cennet, işte budur.
 

19 : 63
(62-63) Onlar, orada boş sözler değil, sadece esenlik veren sözler işitirler. Orada rızıklarını sabah akşam hazır bulurlar. Kullarımızdan, Allah’a saygılı olanları mirasçı kılacağımız cennet, işte budur.
 

19 : 64
Ve biz, ancak Rabbinin buyruğuyla ineriz; geçmişimizi, geleceğimizi ve ikisinin arasındakini bilmek O’na mahsustur. Rabbin asla unutkan değildir.
 

19 : 65
O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir; öyleyse O’na kulluk et ve O’na kulluk etmede dirençli ol. Hiç O’nun adıyla anılan kimse bilir misin?
 

19 : 66
Ve insan, "Ben öldüğüm zaman diriltilecek miyim?” der.
 

19 : 67
Ve insan, kendisi önceden hiçbir şey değilken onu yaratmış olduğumuzu hatırlamaz mı?
 

19 : 68
Bundan böyle Rabbine andolsun ki, Biz onları şeytanlarla beraber, kesinkes toplayacağız. Sonra, cehennemin çevresinde onları çömelmiş olarak hazır bulunduracağız.
 

19 : 69
Sonra andolsun, her toplumdan Rahman'a en çok kimin başkaldırdığını ayırıp ortaya koyacağız.
 

19 : 70
Sonra andolsun, ayrıca orada yanmaya en layık olanları, en iyi ancak Biz biliriz.
 

19 : 71
Sizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür.
 

19 : 72
Sonra Biz, Allah’a karşı saygılı olanları kurtarır, zalimleri de orada çömelmiş olarak bırakırız.
 

19 : 73
Ve ilkelerimiz onlara apaçık okunduğu zaman, inkâr edenler inananlara "Bu iki toplumdan hangisinin konumu daha iyi ve bulunduğu yer daha güzeldir?" derler.
 

19 : 74
Ve onlardan önce nice nesilleri yok ettik ki, onlar donanımca ve gösterişçe bunlardan daha güzeldiler.
 

19 : 75
De ki: “Kim şaşkınlık içinde ise. Rahman, onu erteledikçe ertelemiş olsun. Sonunda kendilerine söz verilen azabı veya Saati gördükleri zaman, kimin yerce daha kötü ve kimin daha güçsüz olduğunu bileceklerdir.”
 

19 : 76
Ve Allah, doğru yolda olanların doğruluğunu artırır. Ve geri kalacak yararlı işler, Rabbinin katında ödül olarak daha iyidir ve sonuç olarak daha iyidir.
 

19 : 77
İlkelerimizi inkâr eden ve “Bana, elbette mal ve oğul verilecektir” diyeni gördün mü?
 

19 : 78
O, görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır?
 

19 : 79
Kesin hayır! Söylediğini yazacağız ve onun azabını uzattıkça uzatacağız.
 

19 : 80
Ve bahsettikleri şeyler Bize kalacaktır, kendisi Bize tek olarak gelecektir.
 

19 : 81
Ve onlar kendilerine saygınlık kazandırsın diye, Allah'ı bırakarak tanrılar edindiler.
 

19 : 82
Kesin hayır, onlar kendilerine ibadetlerini inkâr edecekler ve onların aleyhine döneceklerdir.
 

19 : 83
Kâfirler üzerine kışkırttıkça kışkırtan şeytanlar gönderdiğimizi görmedin mi?
 

19 : 84
Öyleyse onlar için acele etme, Biz onların günlerini saydıkça sayıyoruz.
 

19 : 85
Rahmanın huzurunda saygılı olanları heyet halinde topladığımız gün,
 

19 : 86
Ve suçluları suya götürür gibi cehenneme süreriz.
 

19 : 87
Rahmanın katında bir ant almamış olandan başkası asla şefaatte bulunamayacaktır.
 

19 : 88
Ve onlar “Rahman oğul edindi” dediler.
 

19 : 89
Andolsun ki, ortaya pek kötü bir şey attınız.
 

19 : 90
(90-91) Rahman a, oğul isnat etmelerinden ötürü, neredeyse gökler paralanacak, yer yarılacak, dağlar düşüp, çökecek.
 

19 : 91
(90-91) Rahman a, oğul isnat etmelerinden ötürü, neredeyse gökler paralanacak, yer yarılacak, dağlar düşüp, çökecek.
 

19 : 92
(92-93) Oysa, Rahman a oğul edinmek yaraşmaz, çünkü göklerde ve yerde olan herkes, Rahman a ancak kul olarak gelecektir.
 

19 : 93
(92-93) Oysa, Rahman a oğul edinmek yaraşmaz, çünkü göklerde ve yerde olan herkes, Rahman a ancak kul olarak gelecektir.
 

19 : 94
Andolsun, Allah onları numaralamış ve teker teker saymıştır.
 

19 : 95
Ve diriliş günü hepsi Ona birer birer gelecektir.
 

19 : 96
Doğrusu inananları ve yararlı işler işleyenleri, Rahman sevgili kılacaktır.
 

19 : 97
Böylece Biz onu saygılı olanları müjdelemen ve onunla inatçı ulusu uyarman için senin dilinde kolaylaştırdık.
 

19 : 98
Ve bunlardan önce nice nesilleri yok ettik. Şimdi onlardan hiçbirini duyuyor veya hiçbir tıkırtı işitiyor musun?
 


20-TÂHÂ SURESİ - Ta-Ha - MEKKE/45 - 135 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
20 : 1
Ey insan!
 

20 : 2
(2-3) Sana Kur'anı sıkıntıya düşesin diye değil, ancak bilinçle saygılı olana bir hatırlatma olsun diye,
 

20 : 3
(2-3) Sana Kur'anı sıkıntıya düşesin diye değil, ancak bilinçle saygılı olana bir hatırlatma olsun diye,
 

20 : 4
Yeri ve yüksek gökleri yaratanın katından bölük bölük indirdik.
 

20 : 5
(5-6) Göklerde ve yerde, her ikisi arasında ve toprağın altında bulunanlar kendisinin olan Rahman, arşa egemendir.
 

20 : 6
(5-6) Göklerde ve yerde, her ikisi arasında ve toprağın altında bulunanlar kendisinin olan Rahman, arşa egemendir.
 

20 : 7
Sen sözü istersen açığa vur, şüphesiz O, gizliyi de, daha gizlisini de bilir.
 

20 : 8
Allah'tan başka tanrı yoktur, en güzel isimler O'nundur.
 

20 : 9
Ve Musa'nın başından geçen olay sana geldi mi?
 

20 : 10
Hani, o bir ateş görmüştü de, ailesine dedi: “Durun, doğrusu, ben bir ateş gördüm, ya ondan size bir kor getirir, ya da ateşin yanında bir yol gösteren bulurum.”
 

20 : 11
(11-12) Ateşin yanına gelince, seslenildi: “Ey Musa! Şüphesiz, Ben senin Rabbinim, ayağındakileri çıkar. Çünkü kutsala bürünmüş bir deredesin.
 

20 : 12
(11-12) Ateşin yanına gelince, seslenildi: “Ey Musa! Şüphesiz, Ben senin Rabbinim, ayağındakileri çıkar. Çünkü kutsala bürünmüş bir deredesin.
 

20 : 13
Ve ben seni seçtim. Artık vahyolunanları dinle.
 

20 : 14
Doğrusu Ben Allah’ım, Benden başka Tanrı yoktur; Bana kulluk et; Beni hatırlamak için namaz kıl.
 

20 : 15
Doğrusu, herkes uğraştığının karşılığını görsün diye nerdeyse gizli tuttuğum saat gelecektir.
 

20 : 16
Bundan dolayı, buna inanmayan ve hevesine uyan kimse seni ondan alıkoymasın. Yoksa uçuruma yuvarlanırsın.
 

20 : 17
Ey Musa! Sağ elindeki nedir?”
 

20 : 18
“O benim değneğimdir, ona dayanırım, onunla davarıma yaprak silkelerim, ondan daha birçok işlerde yararlanırım” dedi.
 

20 : 19
“Ey Musa! At onu” dedi.
 

20 : 20
Bırakınca, değnek hemen hızlanan bir yılan oluverdi.
 

20 : 21
(21-23) “Onu al, korkma! Biz onu yine eski durumuna çevireceğiz. Daha büyük belgelerimizi sana göstermemiz için, elini koltuğunun altına koy da, diğer bir belge olarak, kusursuz beyaz çıksın.
 

20 : 22
(21-23) “Onu al, korkma! Biz onu yine eski durumuna çevireceğiz. Daha büyük belgelerimizi sana göstermemiz için, elini koltuğunun altına koy da, diğer bir belge olarak, kusursuz beyaz çıksın.
 

20 : 23
(21-23) “Onu al, korkma! Biz onu yine eski durumuna çevireceğiz. Daha büyük belgelerimizi sana göstermemiz için, elini koltuğunun altına koy da, diğer bir belge olarak, kusursuz beyaz çıksın.
 

20 : 24
Firavun’a git, doğrusu, o azmıştır” dedi.
 

20 : 25
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 26
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 27
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 28
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 29
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 30
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 31
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 32
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 33
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 34
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 35
(25-35) “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz de sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki, Seni daha çok yüceltelim ve çokça analım. Doğrusu, Sen bizi görmektesin” dedi.
 

20 : 36
(36-37) “Ey Musa! İstediğin sana verildi ve andolsun bir keresinde de sana iyilikte bulunmuştuk” dedi.
 

20 : 37
(36-37) “Ey Musa! İstediğin sana verildi ve andolsun bir keresinde de sana iyilikte bulunmuştuk” dedi.
 

20 : 38
(38-39) Hani, annene vahyolunması gerekeni vahyettik: “Onu bir sandığa koy da suya bırak.” Su onu kıyıya atar, Bana da ona da düşman olan biri onu alır; Gözümün önünde yetişesin diye kendimden sana bir sevgi verdim.
 

20 : 39
(38-39) Hani, annene vahyolunması gerekeni vahyettik: “Onu bir sandığa koy da suya bırak.” Su onu kıyıya atar, Bana da ona da düşman olan biri onu alır; Gözümün önünde yetişesin diye kendimden sana bir sevgi verdim.
 

20 : 40
Hani, kızkardeşin gider. “Ona bakacak birini size göstereyim mi?" der. Böylece, annen üzülmesin, sevinsin diye seni annene geri verdik. Sen bir cana kıymıştın, ama seni üzüntüden kurtarmış ve seni denedikçe denemiştik. Bunun için, Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın. Sonra, Ey Musa! Tam zamanına eriştin.
 

20 : 41
Ve seni kendim için yetiştirdim.
 

20 : 42
Sen ve kardeşin, ilkelerimle gidin. Beni anmakta gevşek davranmayın.
 

20 : 43
Firavun’a gidin, doğrusu o azmıştır.
 

20 : 44
Ona yumuşak söz söyleyin, belki düşünür de saygı duyar.
 

20 : 45
İkisi dediler ki: “Rabbimiz! Onun bize kötülük etmesinden veya azgınlığının artmasından korkarız.”
 

20 : 46
(46-48) Dedi: “Korkmayın! Ben ikinizle beraberim. Görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: ‘Doğrusu, biz senin Rabbinin iki elçisiyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azap etme; andolsun Rabbinden sana bir işaret getirdik; esenlik doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.’”
 

20 : 47
(46-48) Dedi: “Korkmayın! Ben ikinizle beraberim. Görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: ‘Doğrusu, biz senin Rabbinin iki elçisiyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azap etme; andolsun Rabbinden sana bir işaret getirdik; esenlik doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.’”
 

20 : 48
(46-48) Dedi: “Korkmayın! Ben ikinizle beraberim. Görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: ‘Doğrusu, biz senin Rabbinin iki elçisiyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azap etme; andolsun Rabbinden sana bir işaret getirdik; esenlik doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.’”
 

20 : 49
“Ey Musa! İkinizin Rabbi kimdir?” dedi.
 

20 : 50
“Rabbimiz her şeye varlık veren, sonra doğru yol gösterendir” dedi.
 

20 : 51
“Öyleyse, önceki kuşakların durumu nedir?” dedi.
 

20 : 52
(52-53) Dedi: "Onların bilgisi Rabbimin katında bir kitaptadır. Rabbim şaşırmaz ve unutmaz. Sizin için yeryüzünü döşeyen, onda yollar açan, gökten su indiren O’dur.” Biz o su ile türlü türlü bitkilerden, çift çift yetiştiririz.
 

Arama 1.60 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki2001-2100 2101-2200 2201-2300 2301-2400Sonraki >> ]