Bismillahirrahmanirrahim |
51 :
1
|
(1-6) Serip serpenlere, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara ve iş bölümü yapanlara andolsun, ancak size söz verilen gerçektir. Doğrusu yargı günü de gelecektir.
|
|
  |
|
51 :
2
|
(1-6) Serip serpenlere, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara ve iş bölümü yapanlara andolsun, ancak size söz verilen gerçektir. Doğrusu yargı günü de gelecektir.
|
|
  |
|
51 :
3
|
(1-6) Serip serpenlere, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara ve iş bölümü yapanlara andolsun, ancak size söz verilen gerçektir. Doğrusu yargı günü de gelecektir.
|
|
  |
|
51 :
4
|
(1-6) Serip serpenlere, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara ve iş bölümü yapanlara andolsun, ancak size söz verilen gerçektir. Doğrusu yargı günü de gelecektir.
|
|
  |
|
51 :
5
|
(1-6) Serip serpenlere, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara ve iş bölümü yapanlara andolsun, ancak size söz verilen gerçektir. Doğrusu yargı günü de gelecektir.
|
|
  |
|
51 :
6
|
(1-6) Serip serpenlere, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara ve iş bölümü yapanlara andolsun, ancak size söz verilen gerçektir. Doğrusu yargı günü de gelecektir.
|
|
  |
|
51 :
7
|
(7-8) İçinde yörüngeler bulunan göğe andolsun ki, doğrusu siz değişik görüştesiniz.
|
|
  |
|
51 :
8
|
(7-8) İçinde yörüngeler bulunan göğe andolsun ki, doğrusu siz değişik görüştesiniz.
|
|
  |
|
51 :
9
|
(9-12) Bundan, döndürülebilecek kimseler ayartılıp döndürülür. Boş sanıda bulunan, şaşkınlık içinde dalgın kalanların canları çıksın! Yargı gününün zamanını sorarlar.
|
|
  |
|
51 :
10
|
(9-12) Bundan, döndürülebilecek kimseler ayartılıp döndürülür. Boş sanıda bulunan, şaşkınlık içinde dalgın kalanların canları çıksın! Yargı gününün zamanını sorarlar.
|
|
  |
|
51 :
11
|
(9-12) Bundan, döndürülebilecek kimseler ayartılıp döndürülür. Boş sanıda bulunan, şaşkınlık içinde dalgın kalanların canları çıksın! Yargı gününün zamanını sorarlar.
|
|
  |
|
51 :
12
|
(9-12) Bundan, döndürülebilecek kimseler ayartılıp döndürülür. Boş sanıda bulunan, şaşkınlık içinde dalgın kalanların canları çıksın! Yargı gününün zamanını sorarlar.
|
|
  |
|
51 :
13
|
O, kendilerinin ateşte denenecekleri gündür.
|
|
  |
|
51 :
14
|
Denenmenizi tadın, işte acele beklediğiniz bu idi.
|
|
  |
|
51 :
15
|
(15-17) Doğrusu, saygılı olanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak, bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Doğrusu ondan önce iyi davrananlardı. Onlar geceleri az uyuyanlardı.
|
|
  |
|
51 :
16
|
(15-17) Doğrusu, saygılı olanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak, bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Doğrusu ondan önce iyi davrananlardı. Onlar geceleri az uyuyanlardı.
|
|
  |
|
51 :
17
|
(15-17) Doğrusu, saygılı olanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak, bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Doğrusu ondan önce iyi davrananlardı. Onlar geceleri az uyuyanlardı.
|
|
  |
|
51 :
18
|
Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.
|
|
  |
|
51 :
19
|
Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksul olanın hakkı vardır.
|
|
  |
|
51 :
20
|
(20-21) Kesin bilgi sahibi olanlara, yeryüzünde ve kendi içinizde nice belgeler vardır; hâlâ görmüyor musunuz?
|
|
  |
|
51 :
21
|
(20-21) Kesin bilgi sahibi olanlara, yeryüzünde ve kendi içinizde nice belgeler vardır; hâlâ görmüyor musunuz?
|
|
  |
|
51 :
22
|
Rızkınız da size söz verilen de göktedir.
|
|
  |
|
51 :
23
|
Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, doğrusu o sizin konuşmanız kadar gerçektir.
|
|
  |
|
51 :
24
|
İbrahim’in ağırlanan konuklarının olayı sana ulaştı mı?
|
|
  |
|
51 :
25
|
Onlar, onun yanına girip, “Esenlik!” demişlerdi. O da “Esenlik!” demişti; “Tanınmayan bir topluluk!”
|
|
  |
|
51 :
26
|
(26-27) Hemen ailesinin yanına sıvışıp semiz bir buzağı getirmiş. Onların önüne sürüp, “Yemez misiniz?” demişti.
|
|
  |
|
51 :
27
|
(26-27) Hemen ailesinin yanına sıvışıp semiz bir buzağı getirmiş. Onların önüne sürüp, “Yemez misiniz?” demişti.
|
|
  |
|
51 :
28
|
Yemediklerini görünce, onlardan endişeye düştü; ‘korkma!’ dediler ve ona bilgin bir oğul müjdelediler.
|
|
  |
|
51 :
29
|
Bunun üzerine karısı telaşlı bir sesle geldi ve yüzünü şamarlayarak, “Kısır bir kocakarı!” dedi.
|
|
  |
|
51 :
30
|
Ona “Sana böyledir, Rabbin söylemiştir; doğrusu, O, bilgedir, bilgindir” dediler.
|
|
  |
|
51 :
31
|
“Ey elçiler! Göreviniz nedir?”
|
|
  |
|
51 :
32
|
(32-34) “Doğrusu biz savurgan, suçlu bir ulusun üzerine, Rabbinin katından işaretli çamurdan taşlar göndermekle görevlendirildik” dediler.
|
|
  |
|
51 :
33
|
(32-34) “Doğrusu biz savurgan, suçlu bir ulusun üzerine, Rabbinin katından işaretli çamurdan taşlar göndermekle görevlendirildik” dediler.
|
|
  |
|
51 :
34
|
(32-34) “Doğrusu biz savurgan, suçlu bir ulusun üzerine, Rabbinin katından işaretli çamurdan taşlar göndermekle görevlendirildik” dediler.
|
|
  |
|
51 :
35
|
(35-36) Bunun üzerine, suçlu toplumun arasında bulunan inançlıları çıkardık. Zaten orada, içtenlikle boyun bükenlerden sadece bir ev halkı bulduk.
|
|
  |
|
51 :
36
|
(35-36) Bunun üzerine, suçlu toplumun arasında bulunan inançlıları çıkardık. Zaten orada, içtenlikle boyun bükenlerden sadece bir ev halkı bulduk.
|
|
  |
|
51 :
37
|
(37-38) Can yakıcı azaptan korkanlar için, orada bir işaret bıraktık. Hani! Musa'ya gelince, onu apaçık bir kanıtla Firavuna göndermiştik.
|
|
  |
|
51 :
38
|
(37-38) Can yakıcı azaptan korkanlar için, orada bir işaret bıraktık. Hani! Musa'ya gelince, onu apaçık bir kanıtla Firavuna göndermiştik.
|
|
  |
|
51 :
39
|
O, gücüne dayanarak yüz çevirip, “bir büyücüdür” veya “bir delidir” dedi.
|
|
  |
|
51 :
40
|
Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attığımızda o yeriniyordu.
|
|
  |
|
51 :
41
|
(41-42) Hani, Âda gelince onların üzerine, uğradığı hiçbir şeyi bırakmayıp, toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.
|
|
  |
|
51 :
42
|
(41-42) Hani, Âda gelince onların üzerine, uğradığı hiçbir şeyi bırakmayıp, toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.
|
|
  |
|
51 :
43
|
Hani, Semûd a gelince, onlara, bir süreye kadar zevklenin denmişti.
|
|
  |
|
51 :
44
|
Onlar, Rablerinin buyruğundan çıkmışlardı, bunun üzerine onları gözleri göre göre yıldırım çarptı.
|
|
  |
|
51 :
45
|
Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler.
|
|
  |
|
51 :
46
|
Daha önce de Nuh ulusu; doğrusu onlar da yoldan çıkmış bir ulustu.
|
|
  |
|
51 :
47
|
Göğü, gücümüzle Biz kurduk; doğrusu, Biz onu genişletmekteyiz.
|
|
  |
|
51 :
48
|
Yeryüzünü Biz yaydık, ne güzel düzleyiciler.
|
|
  |
|
51 :
49
|
Anmaya çalışırsınız diye her şeyi çift çift yaratmışızdır.
|
|
  |
|
51 :
50
|
Öyleyse Allaha kaçın, doğrusu ben size açık bir uyarıcıyım.
|
|
  |
|
51 :
51
|
Allahla beraber başkasını tanrı kılmayın, doğrusu ben O ndan size açık bir uyarıcıyım.
|
|
  |
|
51 :
52
|
İşte böyle, onlardan öncekilere herhangi bir elçi gelince, “Bir büyücüdür” veya “Bir delidir” derlerdi.
|
|
  |
|
51 :
53
|
Birbirlerine bunu mu önerdiler? Hayır! Onlar azgın bir ulustur.
|
|
  |
|
51 :
54
|
Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin.
|
|
  |
|
51 :
55
|
Hatırlat! Doğrusu hatırlatma inananlara fayda sağlar.
|
|
  |
|
51 :
56
|
Cinleri ve insanları ancak Bana tapmaları için yaratmışımdır.
|
|
  |
|
51 :
57
|
Onlardan bir rızık istemem; Beni doyurmalarını da istemem.
|
|
  |
|
51 :
58
|
Doğrusu, rızıklandıran sağlam güç sahibi olan, Allah’tır.
|
|
  |
|
51 :
59
|
Doğrusu haksızlık edenlerin, arkadaşlarının payları kadar payları vardır; Benden ivedilik istemesinler.
|
|
  |
|
51 :
60
|
Kendilerine söz verilen günde, vay o inkâr edenlere!
|
|
  |
|