KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
44-DUHÂN SURESİ - Ad-Dukhan - MEKKE/64 - 59 Ayet
Arama sonucu 59 Ayet bulundu. [ 1-59 ]
Bismillahirrahmanirrahim
44 : 1
(1-3) Hâ, Mîm. Açıklayıcı Kitaba andolsun. Doğrusu, Biz onu bereketli bir gecede indirdik. Doğrusu Biz uyarmaktayız.
 

44 : 2
(1-3) Hâ, Mîm. Açıklayıcı Kitaba andolsun. Doğrusu, Biz onu bereketli bir gecede indirdik. Doğrusu Biz uyarmaktayız.
 

44 : 3
(1-3) Hâ, Mîm. Açıklayıcı Kitaba andolsun. Doğrusu, Biz onu bereketli bir gecede indirdik. Doğrusu Biz uyarmaktayız.
 

44 : 4
(4-7) Katımızdan bir buyrukla, her bilgelikli iş o gecede ayrılır. Doğrusu, Biz, Rabbinden bir acıma olarak elçiler göndermekteyiz. Eğer, kesin olarak biliyorsanız, doğrusu, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin eğiteni, işiten, bilen O'dur.
 

44 : 5
(4-7) Katımızdan bir buyrukla, her bilgelikli iş o gecede ayrılır. Doğrusu, Biz, Rabbinden bir acıma olarak elçiler göndermekteyiz. Eğer, kesin olarak biliyorsanız, doğrusu, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin eğiteni, işiten, bilen O'dur.
 

44 : 6
(4-7) Katımızdan bir buyrukla, her bilgelikli iş o gecede ayrılır. Doğrusu, Biz, Rabbinden bir acıma olarak elçiler göndermekteyiz. Eğer, kesin olarak biliyorsanız, doğrusu, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin eğiteni, işiten, bilen O'dur.
 

44 : 7
(4-7) Katımızdan bir buyrukla, her bilgelikli iş o gecede ayrılır. Doğrusu, Biz, Rabbinden bir acıma olarak elçiler göndermekteyiz. Eğer, kesin olarak biliyorsanız, doğrusu, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin eğiteni, işiten, bilen O'dur.
 

44 : 8
Ondan başka tanrı yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbidir.
 

44 : 9
Hayır! Onlar şüphe içinde oyalanıyorlar.
 

44 : 10
(10-11) Göğün, insanları bürüyen apaçık bir duman getireceği günü gözetle; bu, acıtıcı bir azaptır.
 

44 : 11
(10-11) Göğün, insanları bürüyen apaçık bir duman getireceği günü gözetle; bu, acıtıcı bir azaptır.
 

44 : 12
“Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır; artık biz inananlarız.”
 

44 : 13
(13-14) Nerede kaldı onlarda öğüt almak! Kendilerine açıklayan bir elçi gelmişti, sonra ondan yüz çevirmişler, “Öğretilmiş bir deli” demişlerdi.
 

44 : 14
(13-14) Nerede kaldı onlarda öğüt almak! Kendilerine açıklayan bir elçi gelmişti, sonra ondan yüz çevirmişler, “Öğretilmiş bir deli” demişlerdi.
 

44 : 15
Doğrusu, Biz sizden azabı az bir süre için kaldıracağız, doğrusu siz döneksiniz.
 

44 : 16
Onları pek büyük yakalayışla yakaladığımız gün, doğrusu biz karşılığını veririz
 

44 : 17
Ve andolsun, onlardan önce Firavun ulusunu denemiştik. Onlara değerli bir elçi gelmişti:
 

44 : 18
“Allah'ın kullarını bana verin. Doğrusu, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
 

44 : 19
Allah a karşı üstün gelmeye kalkışmayın, doğrusu ben size apaçık güçlü bir kanıt getirdim.
 

44 : 20
Doğrusu, ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olana sığındım.
 

44 : 21
Bana inanmazsanız, hiç olmazsa, benden ayrılın.”
 

44 : 22
“Bunlar, suçlu bir ulustur” diye Rabbine yalvardı.
 

44 : 23
Kullarımı geceleyin yola çıkar; doğrusu izleneceksiniz.
 

44 : 24
Denizi durgun iken bırak, doğrusu, onlar, suda boğulacak bir ordudur.
 

44 : 25
(25-27) Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.
 

44 : 26
(25-27) Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.
 

44 : 27
(25-27) Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.
 

44 : 28
Bu böyledir; onları başka bir ulusa bıraktık.
 

44 : 29
Gök ve yer onlar için göz yaşı dökmedi, hem de ertelenmemişlerdi.
 

44 : 30
(30-31) Ve andolsun, İsrailoğullarını, doğrusu, savurganlardan kendini beğenmiş biri olan Firavun un alçaltıcı azabından kurtardık.
 

44 : 31
(30-31) Ve andolsun, İsrailoğullarını, doğrusu, savurganlardan kendini beğenmiş biri olan Firavun un alçaltıcı azabından kurtardık.
 

44 : 32
(32-33) Andolsun, Biz, bile bile âlemlere onları yeğledik. Onlara, her birinde açıkça bir deneyim bulunan, belgeler verdik.
 

44 : 33
(32-33) Andolsun, Biz, bile bile âlemlere onları yeğledik. Onlara, her birinde açıkça bir deneyim bulunan, belgeler verdik.
 

44 : 34
(34-36) Doğrusu, onlar, “Ölüm bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru sözlü iseniz, bize babalarımızı getirsenize” derler.
 

44 : 35
(34-36) Doğrusu, onlar, “Ölüm bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru sözlü iseniz, bize babalarımızı getirsenize” derler.
 

44 : 36
(34-36) Doğrusu, onlar, “Ölüm bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru sözlü iseniz, bize babalarımızı getirsenize” derler.
 

44 : 37
Bunlar mı daha üstün, yoksa Tübbâ ulusu ve onlardan öncekiler mi? Onları yok etmişizdir, doğrusu, onlar suçlu idiler.
 

44 : 38
Ve Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık.
 

44 : 39
Biz onları gerçekten yarattık, ancak çoğu bilmezler.
 

44 : 40
Doğrusu, ayrışım günü, hepsinin bir arada bulunacağı gündür.
 

44 : 41
O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, yardım da görmezler.
 

44 : 42
Yalnız Allah'ın acıdığı kimseler bunların dışındadır. O, doğrusu uludur, acıyandır.
 

44 : 43
(43-46) Doğrusu, günahkârların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarında suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.
 

44 : 44
(43-46) Doğrusu, günahkârların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarında suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.
 

44 : 45
(43-46) Doğrusu, günahkârların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarında suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.
 

44 : 46
(43-46) Doğrusu, günahkârların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarında suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.
 

44 : 47
(47-50) Suçluyu yakalayın, alevli ateşin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün. “Tat! Doğrusu şerefli olan, değerli olan yalnız şendin! Doğrusu işte bu şüphelenip durduğunuz şeydir.”
 

44 : 48
(47-50) Suçluyu yakalayın, alevli ateşin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün. “Tat! Doğrusu şerefli olan, değerli olan yalnız şendin! Doğrusu işte bu şüphelenip durduğunuz şeydir.”
 

44 : 49
(47-50) Suçluyu yakalayın, alevli ateşin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün. “Tat! Doğrusu şerefli olan, değerli olan yalnız şendin! Doğrusu işte bu şüphelenip durduğunuz şeydir.”
 

44 : 50
(47-50) Suçluyu yakalayın, alevli ateşin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün. “Tat! Doğrusu şerefli olan, değerli olan yalnız şendin! Doğrusu işte bu şüphelenip durduğunuz şeydir.”
 

44 : 51
(51-52) Doğrusu, saygılı olanlar ise güvenli bir yerde, bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
 

44 : 52
(51-52) Doğrusu, saygılı olanlar ise güvenli bir yerde, bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.
 

44 : 53
İnce ipekten ve parlak atlastan giyinerek karşılıklı otururlar.
 

44 : 54
Bu böyledir; onları güzel gözlülerle eşlendiririz.
 

44 : 55
Orada, güven içinde olarak her yemişi isteyebilirler.
 

44 : 56
(56-57)Orada, ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Rabbin, erdemiyle onları alevli ateşin azabından korumuştur. İşte büyük kurtuluş budur.
 

44 : 57
(56-57)Orada, ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Rabbin, erdemiyle onları alevli ateşin azabından korumuştur. İşte büyük kurtuluş budur.
 

44 : 58
(58-59) Ancak biz, anmaya çalışsınlar diye onu senin dilinde kolaylaştırdık. Sen bekle, doğrusu, onlar da beklemektedirler.
 

44 : 59
(58-59) Ancak biz, anmaya çalışsınlar diye onu senin dilinde kolaylaştırdık. Sen bekle, doğrusu, onlar da beklemektedirler.
 

Arama 0.92 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 59 Ayet bulundu. [ 1-59 ]