KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki401-500 501-600 601-700 701-800Sonraki >> ]
5 : 32
Bundan dolayı İsrailoğullarına yazdık: Kim, bir cana kıymamış veya yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de, bir kimsenin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur. Andolsun, onlara elçilerimiz açık belgelerle gelmişti. Doğrusu, onların çoğu bundan sonra da yeryüzünde savurganlık yapıyorlardı.
 

5 : 33
Ancak, Allah ve elçisi ile savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çabalayanların cezası, öldürülmek veya asılmak, ya da çapraz olarak el ve ayakları kesilmek, ya da yerlerinden sürülmektir. Bu, onlara dünyada bir rezilliktir. Sonrakinde de onlara büyük bir azap vardır.
 

5 : 34
Ancak kendilerini yakalamanızdan önce pişman olanlar bunun dışındadır. Allah'ın bağışlayan, acıyan olduğunu bilin.
 

5 : 35
Ey inananlar! Allaha saygılı olun, Ona yakınlık dileyin ve Onun yolunda çaba sarfedin ki kurtulasınız.
 

5 : 36
Doğrusu, yeryüzündeki her şey ve bunların bir katı daha onların olsa, diriliş gününün azabından kurtulmak için hepsini kurtulmalık verseler kabul edilmez. Onlara acıtıcı azap vardır.
 

5 : 37
Onlar, ateşten çıkmak isterler, ama, oradan çıkamazlar. Ve onlara sürekli bir azap vardır.
 

5 : 38
Hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadının yaptıklarına karşılık, Allah'tan engelleyen bir ceza olacak biçimde ellerini kesiniz. Allah yücedir, bilgedir.
 

5 : 39
Kim yaptığı haksızlıktan sonra tövbe eder ve düzeltirse, doğrusu, Allah onun tövbesini kabul eder. Doğrusu Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

5 : 40
Göklerin ve yerin hükümranlığının Allaha ait olduğunu bilmiyor musun? Dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar. Allah'ın gücü her şeye yeter.
 

5 : 41
Ey elçi! Kalpleri inanmamışken ağızlarıyla inandık diyenlerden ve yalancılık etmek için kulak kesilen, sana gelmeyen ulus için kulak kesilen, kelimeleri yerlerinden kaydıran Yahudilerden, inkâr etmede koşuşanlar seni üzmesin. “Bu size verilirse alın. O verilmezse kaçının” derler. Allah kimin sınamasını dilerse onun için Allah’a karşı bir şeye gücün yetmez. İşte, onlar Allah'ın gönüllerini arıtmak istemediği kimselerdir. Dünyada aşağılık onlaradır. Ve sonrakinde de onlara büyük bir azap vardır.
 

5 : 42
Onlar yalancılık etmek için kulak kesilirler, pek haram yerler. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hüküm verirsin, ister onlardan yüz çevirirsin. Onlardan yüz çevirirsen, sana bir zarar veremezler. Eğer hüküm verirsen aralarında denkserlikle hüküm ver. Doğrusu, Allah denkserlik yapanları sever.
 

5 : 43
Allah'ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında iken, nasıl seni hakem yaparlar, sonra da ondan vazgeçerler. İşte, onlar inançlı değillerdir.
 

5 : 44
Doğrusu, içinde rehberlik ve aydınlık olan Tevrat'ı Biz indirdik. İçtenlikle bağlanmış peygamberler, onunla Yahudi olanlara hüküm verirlerdi. Tanrı bilimcileri ve bilginler Allah'ın kitabından bellediklerine göre ona tanık idiler. Artık, insanlardan korkmayın, Benden korkun, ilkelerimi pek az bir değere satmayın. Kim Allah'ın indirdiğine göre hüküm vermezse, işte, onlar inkârcılardır.
 

5 : 45
Onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe dişle ve yaralara karşılıklı ödeşme yazdık. Ancak kim onu bağışlarsa kendi günahına örtü olur. Kim Allah'ın indirdiğine göre hüküm vermezse, işte, onlar zalimlerdir.
 

5 : 46
Ve onların izleri üzerine, önünde bulunan Tevrat'tan olanı doğrulamak üzere Meryemoğlu İsa'yı gönderdik. Ona, içinde doğruluk göstergesi ve aydınlık bulunan önündeki Tevrat'tan olanı doğrulayan, saygılı olanlara doğruluk göstergesi ve öğüt bulunan İncil’i verdik.
 

5 : 47
İncil sahipleri Allah'ın onda indirdiğine göre hüküm versinler. Kim Allah'ın indirdiğine göre hüküm vermezse, işte, onlar yoldan çıkanlardır.
 

5 : 48
Kendinden önceki kitaptan olanı doğrulayan ve ona hakem olan kitabı gerçekten sana indirdik. Öyle ise aralarında Allah'ın indirdiğine göre hüküm ver. Sana gelen gerçekten ayrılarak onların heveslerine uyma. Her biriniz için bir yasa ve bir yöntem ortaya koyduk. Allah dileseydi sizi tek bir millet yapardı. Ne var ki size verdiği şeylerde sizi sınamak istedi. Bunun için iyi işlerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır ve O anlaşamadığınız konularda size haber verecektir.
 

5 : 49
Öyleyse, Allah'ın indirdiğine göre aralarında hükmet, havalarına uyma, Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın! Eğer yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım günahlarından dolayı onları belaya çarptırmak istiyor. Doğrusu, insanlardan birçoğu yoldan çıkmaktadır.
 

5 : 50
Yoksa, cahillik dönemi hükmünü mü arzu ediyorlar? Kesinkes bilen bir ulus için, Allah'tan daha güzel yargıda bulunan kim vardır?
 

5 : 51
Ey inananlar! Yahudilere ve Hıristiyanlara özenmeyin. Onlar birbirlerine özenirler. Sizden kim onlardan olmaya özenirse, o da onlardandır. Doğrusu, Allah haksızlık eden ulusu doğru yola iletmez.
 

5 : 52
Gönüllerinde hastalık olanların “Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz” diyerek, acele onların arasına girdiğini görürsün. Ancak umulur ki, Allah bir başarı verir veya Katından bir durum yaratırsa içlerinde gizlediklerine pişman olanlara dönerler.
 

5 : 53
İnananlar ise “Sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle Allaha yemin edenler, bunlar mıdır?” derler. Öyle ise onların işleri boşa gitmiş ve kaybedenlerden olmuşlardır.
 

5 : 54
Ey inananlar! Sizden kim dininden dönerse! Allah, yerenin yermesinden korkmayan, Allah yolunda var gücüyle uğraşan, inkârcılara karşı onurlu, inananlara karşı alçak gönüllü, Allah'ın kendilerini sevdiği ve onların da Allah'ı sevdiği bir ulus getirir. Bu, Allah'ın bolluğudur, onu dileyene verir. Allah her şeyi kuşatır ve bilir.
 

5 : 55
Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun elçisi ve namaz kılan, boyun bükerek zekat veren inançlılardır.
 

5 : 56
Kim Allah'ı, elçisini ve inananları dost edinirse, doğrusu, Allah'tan yana olanlar, işte, üstün gelecek olanlar onlardır.
 

5 : 57
Ey inananlar! Sizden önce kitap verilenlerden dininizi alaya ve eğlenceye alanları ve inkârcıları dost olarak tutmayın. Ve inanıyorsanız, Allah'a saygılı olun.
 

5 : 58
Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlenceye alırlar. Bu, onların düşünmeyen bir ulus olmasından dolayıdır.
 

5 : 59
De ki: “Ey kitaplılar! Allah a, bize indirilene ve daha önce indirilene inanmış olmamızdan ve sizin de yoldan çıkmış olmanızdan dolayı mı, bizden öç alıyorsunuz?”
 

5 : 60
De ki: “Allah katında bundan daha kötü bir karşılığın olacağını size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği ve öfkelendiği kimselerin arasından kimini maymunlar, domuzlar ve kimini azgınlara tapanlar yapmışsa, işte, onların yeri daha kötüdür ve düz yoldan da sapmışlardır.”
 

5 : 61
Size geldikleri zaman, “İnandık” derler, oysa, yanınıza inkârcı olarak girmişler ve yine inkârcı olarak çıkmışlardır. Allah, gizlemekte oldukları şeyi daha iyi bilir.
 

5 : 62
Onlardan birçoğunun günah işlemeye, düşmanlık yapmaya ve haram yemeğe koşuştuklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür.
 

5 : 63
Tanrı bilimcilerin ve bilginlerin, onlara günah şey söylemelerini ve haram şey yemelerini yasak etmeleri gerekmez miydi? Yapmakta oldukları şey ne kötüdür.
 

5 : 64
Yahudiler “Allah'ın eli bağlıdır” dediler. Dediklerinden ötürü elleri bağlandı ve lanetlendiler. Hayır! O'nun iki eli de açıktır, nasıl dilerse öyle verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen şey onların azgınlığını ve inkârını artıracaktır. Onların arasına, diriliş gününe kadar sürecek düşmanlık ve öfke saldık. Her ne zaman savaş ateşini körükleseler, Allah onu söndürür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Ve Allah bozguncuları sevmez.
 

5 : 65
Eğer doğrusu, kitaplılar inansalar ve saygılı olsalardı, onların kötülüklerini silerdik ve onları nimet bahçelerine sokardık.
 

5 : 66
Eğer doğrusu, onlar Tevrat'ı, Incil'i ve Rablerinden kendilerine indirileni gereğince uygulasalardı, üstlerinden ve ayaklarının altından yiyecek elde ederlerdi. İçlerinde orta yolu tutan bir millet vardı. Ancak onların çoğunluğu ne kötü işler yapıyorlardı.
 

5 : 67
Ey elçi! Rabbinden sana indirileni bildir. Eğer yapmazsan, O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu, Allah inkarcı ulusa doğru yol göstermez.
 

5 : 68
De ki: “Ey kitaplılar! Siz Tevrat'ı ve İncil'i, Rabbinizden size indirileni uygulamadıkça bir temeliniz olmaz." Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onların birçoğunun azgınlığını ve inkârını artıracaktır. Öyle ise inkârcı ulus için üzülme.
 

5 : 69
Doğrusu, inananlar, Yahudi olanlar, Sabiiler ve Hıristiyanlardan, Allah'a, sonraki güne inanan ve yararlı iş işleyen kimselere korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
 

5 : 70
Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz aldık ve onlara elçiler gönderdik. Her ne zaman elçi onlara canlarının istemediği bir şey getirmiş ise, bir kısmını yalanlayıp bir kısmını da öldürürlerdi.
 

5 : 71
Bir deneme olmayacağını sandılar da kör oldular, sağırlaştılar. Sonra, Allah tövbelerini kabul etti. Ama gene de çoğu kör ve sağır kaldı. Allah işlediklerini görmektedir.
 

5 : 72
Andolsun "Doğrusu, Allah'ın kendisi, Meryemoğlu Mesih'tir” diyenler kafir olmuşlardır. Ve, Mesih “Ey İsrailoğulları! Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tapın; doğrusu kim Allah'a ortak koşarsa Allah cenneti ona haram eder, onun varacağı yer ateştir, haksızlık edenlerin yardımcıları yoktur” demişti.
 

5 : 73
Andolsun, “Doğrusu, Allah üçün üçüncüsüdür” diyenler kafir olmuşlardır. Ancak tek Tanrı'dan başka tanrı yoktur. Onlar dediklerinden vazgeçmezlerse, doğrusu, onlardan inkâr edenlere acıklı bir azap dokunacaktır.
 

5 : 74
Allah'a dönüp Ondan bağışlanma dilemeleri gerekmez mi? Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

5 : 75
Meryemoğlu Mesih sadece bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Onun annesi de dosdoğrudur. Her ikisi de yemek yerdi. Onlara ayetleri nasıl açıkladığımıza bir bak, sonra nasıl döndürüldüklerine de bir bak.
 

5 : 76
De ki: “Allah'tan başka size zarar da, fayda da veremeyecek birine mi tapacaksınız? Allah, hem işitir, hem bilir.”
 

5 : 77
De ki: “Ey kitaplılar! Haksız yere dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapan ve birçoklarını da saptıran ve düz yoldan şaşan bir ulusun havalarına uymayın.”
 

5 : 78
İsrailoğullarından inkâr edenler, Davud'un ve Meryemoğlu İsa'nın dilinde lanetlenmişlerdi. Bu başkaldırmaları ve saldırıda bulunmalarından dolayı idi.
 

5 : 79
Yaptıkları kötülükten birbirlerini sakındırmıyorlardı. Nekötü şey yapıyorlardı!
 

5 : 80
Onların çoğunun, inkâr edenleri dost edindiklerini görürsün. Canlarının kendilerine sunduğu şeyler ne kötüdür. Allah onlara öfkelenmiştir. Azapta da onlar temelli kalacaklardır.
 

5 : 81
Eğer, onlar Allah'a, peygambere ve ona indirilene inanmış olsalardı, onları dost edinmezlerdi. Fakat, onların çoğu yoldan çıkmıştır.
 

5 : 82
Andolsun, insanlardan inananlara en sert düşman insanlar olarak Yahudileri ve ortak koşanları bulursun. İnananlara sevgide en yakın olanlar, “Biz Hıristiyanız” diyenleri bulursun. Çünkü bu, onların içinde karabaşlıların ve rahiplerin bulunmasından ve onların büyüklük taslamaz olmalarından dolayıdır.
 

5 : 83
Allah'ın elçisine ineni dinledikleri zaman, öğrendikleri gerçeklerden dolayı, gözleri yaşla dolarak “Rabbimiz! İnandık, bizi tanıklarla beraber yaz.
 

5 : 84
Rabbimizin, bizi iyi ulus arasına koymasını umarken, niçin Allaha ve bize gelen gerçeğe inanmayalım?” derler.
 

5 : 85
Onların böyle demelerinden dolayı, Allah onlara içinde temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler verdi. İşte, bu iyi davrananların ödülüdür.
 

5 : 86
İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlar, işte, onlar da alevli ateşliklerdir.
 

5 : 87
Ey inananlar! Allah'ın size helal ettiği iyi, tertemiz şeyleri haram etmeyin, düşmanlık yapmayın. Doğrusu Allah düşmanlık edenleri sevmez.
 

5 : 88
Allah'ın size verdiği rızıktan helal ve hoş olarak yiyin. İnandığınız Allah'a saygılı olun.
 

5 : 89
Allah sizi, yeminlerinizdeki boş sözden sorumlu tutmaz, ancak bilinçli yeminlerinizden sorumlu tutar. Bunun cezası ise, ailenize yedirdiğinizin orta derecesinden on düşkünü yedirmek, yahut onları giydirmek veya bir boynu bağımlılıktan kurtarmaktır. Bunları bulamayan kimse üç gün oruç tutar. İşte, yeminlerinizin cezası budur. Yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi tutun. Şükredersiniz diye, böylece, Allah hükümlerini size anlatmaktadır.
 

5 : 90
Ey inananlar! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları, şüphesiz, şeytanın pis işleridir. Bunlardan kaçının ki başarıya ulaşasınız.
 

5 : 91
Şu kesin ki, şeytan, içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık kaçınmayacak mısınız?
 

5 : 92
Allah’a itaat edin, elçiye itaat edin ve önlem alın. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen ancak açık bildirimdir.
 

5 : 93
İnanıp yararlı işler yapmış olanlar, saygılı oldukları, inandıkları ve yararlı işler işledikleri zaman, yine saygılı olmuşlar ve inanmışlar, yine de saygılı olup iyi davranmışlarsa tadım tatmalarına kendilerine bir sorumluluk olmaz. Allah iyi davrananları sever.
 

5 : 94
Ey inananlar! Andolsun ki, görmeden kendisinden kimin korktuğunu belirtmek için, Allah ellerinizin ve mızraklarınızın ulaşacağı bir tür av ile sizi sınayacaktır. Ondan sonra, kim düşmanlık ederse, ona acıklı azap vardır.
 

5 : 95
Ey inananlar! İhramlı iken avı öldürmeyin. Sizden kim onu bile bile öldürürse, onun cezası sizden adaletli iki kimsenin onun öldürdüğü ava eşit olduğuna hükmedeceği, Kabe’ye ulaşacak bir kurban vermesi, yahut düşkünlere yemek yedirmek şeklinde ceza ödemesi ya da buna denk oruç tutması gerekir. Allah geçmiştekileri bağışlamıştır. Kim tekrar yaparsa, Allah onun cezasını verir. Allah yücedir, ceza verendir.
 

5 : 96
Size ve yolculara bir geçimlik olmak üzere deniz avı ve yemesi helal kılınmıştır. Ancak, ihramlı bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılınmıştır. Toplanacağınız Allaha saygılı olun.
 

5 : 97
Allah, saygın ev Kâbe’yi, saygın ayı, kurbanı ve gerdanlıkları, insanların yararlanması için güvenli kıldı. Bu, Allah'ın hem göklerde olanları ve yerde olanları bildiğini, hem de Allah'ın her şeyi bildiğini bilmenizi sağlamak içindir.
 

5 : 98
Allah’ın hem cezalandırmasının sert olduğunu, hem bağışlayan, acıyan olduğunu biliniz.
 

5 : 99
Elçiye düşen ancak bildirmektir. Allah açığa vurduğunuzu da, gizlediğinizi de bilir.
 

5 : 100
De ki: “Kötü şeylerin çokluğu seni şaşırtsa da, kötü ile iyi eşit olamaz.” Ey öz akıl sahipleri, Allah'a saygılı olun ki kurtulabilesiniz.
 

5 : 101
Ey inananlar! Size açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kur 'an indirilirken onları sorarsanız, size açıklanır. Allah onları bağışlamıştır. Ve Allah bağışlayandır, ivecen olmayandır.
 

5 : 102
Sizden önce bir ulus onları sormuştu. Sonra da onları inkâr ettiler.
 

5 : 103
Allah, kulağı çentilen, salıverilen, erkek ve dişi olarak ikizler doğuran, kendini koruyan diye anılan hayvanların hiçbirini ayırmamıştır. Ama inkâr edenler, Allah'a karşı yalan uyduruyorlar ve çokları da düşünmüyor.
 

5 : 104
Onlara, “Allah'ın indirdiğine ve Allah'ın elçisine gelin'' dendiği zaman, “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz bize yeter” derler. Ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler de mi?
 

5 : 105
Ey inananlar! Siz kendinize bakmalısınız. Siz doğru yolda olursanız, şaşıran size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır ve yapmakta olduklarınızı size bildirir.
 

5 : 106
Ey inananlar! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman, vasiyet ederken, eğer yolculukta iseniz ve size ölüm belası çatacaksa, içinizden adil iki kimseyi veya sizden olmayan iki kişiyi aranızda tanık tutun. Tanıklıklarından şüphelenirseniz, akraba da olsa, onları namazdan sonra akkorsunuz ve “Yemini hiçbir değere değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın tanıklığını gizlemeyeceğiz, doğrusu o durumda günah işleyenlerden oluruz” diye Allah'a yemin ederler.
 

5 : 107
Eğer, bu iki tanığın günahı gerektiren bir şeyleri ortaya çıkarsa, hak sahiplerinden en layık olan başka iki kimse bunların yerine geçer ve “Bizim tanıklığımız, ikisinin tanıklığından daha doğrudur, biz düşmanlık etmeyiz, doğrusu, o durumda, haksızlık yapanlardan oluruz” diye Allah'a yemin ederler.
 

5 : 108
Bu, tanıklığı gereği gibi yapmalarını ya da yeminlerinden sonra yeminlerinin bir daha kabul edilmemesinden korkmalarını daha iyi sağlar. Allah'a saygılı olun ve dinleyin. Allah, yoldan çıkan ulusa doğru yol göstermez.
 

5 : 109
Allah, elçilerini toplayıp, “Size ne cevap verildi?” diyeceği gün. Onlar “Bizim bir bildiğimiz yoktur, doğrusu, görülmeyenleri en çok bilen ancak Şensin” derler.
 

5 : 110
Hani, Allah, “Ey Meryemoğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an” demişti. Beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşurken seni kutsal ruhla desteklemiştim. Sana kitabı, bilgeliği, Tevrat’ı, İncil'i öğretmiştim. Hani, sen bilgime göre çamurdan kuş biçimi yapıyordun ve ona üflüyordun da gene bilgime göre kuş oluyordu. Anadan doğma körü ve alacalıyı bilgime göre iyileştirmiştin. Bilgime göre ölüleri çıkarıyordun. Sen, İsrailoğullarına açık belgelerle geldiğin ve onların inkâr edenleri “Bu, ancak açık bir yanıltmacadır” demiş oldukları zaman, Ben onlara senden el çektirdim.
 

5 : 111
Hani, arkadaşlarına “Bana ve elçime inanın” diye bildirmiştim. Onlar da “İnandık, bizim doğruya içtenlikle bağlı olduğumuza tanık ol” dediler.
 

5 : 112
Arkadaşları “Ey Meryemoğlu İsa! Rabbin, gökten bize bir sofra indirebilir mi?” demişlerdi de, “Eğer inanıyorsanız, Allaha saygılı olun” demişti.
 

5 : 113
Onlar “Ondan yemeyi, kalplerimizin yatkınlaşmasını, senin bize doğru söylediğini bilmeyi ve ona tanık olmayı istiyoruz” dediler.
 

5 : 114
Meryemoğlu İsa “Ey Allahım, Rabbimiz! Geçmiş ve geleceklerimiz için bize bayram ve senden bir belge olmak üzere bize gökten bir sofra indir. Bizi rızıklandır. Sen rızık verenlerin en iyisisin” dedi.
 

5 : 115
Allah “Doğrusu Ben, onu size indireceğim. Ama bundan sonra sizden inkâr edene, dünyalarda hiç kimseye azap etmeyeceğim bir azapla ona azap ederim” dedi.
 

5 : 116
Hani, Allah “Ey Meryemoğlu İsa! Sen mi insanlara 'Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı olarak tutun dedin?” demişti de, o “Hâşâ! Hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yaraşmaz. Eğer demişsem, elbette Sen onu bilirsin. Sen benim içimde olanı da bilirsin. Ancak, ben Senin içinde olanı bilmem. Doğrusu görünmeyenleri ancak, en çok Sen bilirsin” dedi.
 

5 : 117
“Ben onlara, ancak, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allaha tapın” diye sadece bana emrettiğini söyledim. Aralarında bulunduğum sürece onlara gözcü idim. Beni öldürdüğün zaman, Sen onları gözlüyordun. Sen her şeye tanıksın.
 

5 : 118
Eğer, onlara azap edersen, doğrusu onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, doğrusu Sen yücesin, bilgesin.
 

5 : 119
Allah “Bugün, doğru olan kimselere doğruluklarının yarar sağladığı gündür. Onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi ve temelli kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan hoşnut olur, onlar da Allah'tan hoşnut olur. İşte büyük kurtuluş budur” dedi.
 

5 : 120
Göklerin, yerin ve onlarda bulunanların egemenliği Allah'a aittir. O'nun her şeye gücü yeter.
 


6-EN'ÂM SURESİ - Al-Anaam - MEKKE/55 - 165 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
6 : 1
Övgü, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydın-lığı var eden Allah adır. Bir de inkâr edenler Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.
 

6 : 2
Sizi çamurdan yaratan, sonra bir süreye hükmedenO’dur. Belirlenmiş bir süre de Kendi katindadır. Birde tutup şüphe edersiniz.
 

6 : 3
Göklerde ve yerde Allah O’dur; gizlinizi, açığınızıbilir, kazandıklarınızı da bilir.
 

6 : 4
Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet geldikçeancak ondan yüz çevirirlerdi.
 

6 : 5
Andolsun, gerçek kendilerine gelince, onu yalanladılar. Alaya alıp durdukları şeyin haberleri kendilerine gelecektir.
 

6 : 6
Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizigörmediler mi? Onları, yeryüzüne, sizi yerleştirmediğimiz bir şekilde yerleştirmiştik; gökten üzerlerine bol bol yağmur göndermiş ve içlerinden ırmaklar akıtmıştık. Ancak, onları günahlarından ötürüyok ettik ve onlardan sonra başka bir kuşak yarattık.
 

6 : 7
Sana kağıtta yazılı bir kitap indirmiş olsak da elleriyle ona dokunmuş olsalar, inkâr edenler yine de“Bu apaçık bir yanıltmacadır” derlerdi.
 

6 : 8
“Ona bir melek indirilmeli değil miydi?” dediler.Eğer, bir melek indirmiş olsaydık, iş bitirilmiş olurdu da göz açacak kadar bir süre bekletilmezlerdi.
 

6 : 9
Eğer, onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da onları düştükleri şüpheye yine düşürmüşolurduk.
 

6 : 10
Andolsun, senden önce de birçok elçi alaya alınmıştı, ancak, onlarla alay edenleri, alaya aldıkları şeyçeviriverdi.
 

6 : 11
De ki: “Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.”
 

Arama 1.44 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki401-500 501-600 601-700 701-800Sonraki >> ]