KURAN-I KERİM
Sureler Sure Sırasına Göre Sıralanmıştır
Hüseyin Atay Meali
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki401-500 501-600 601-700701-800 Sonraki >> ]
4 : 108
Allah’ın hoşnut olmayacağı sözü gece kurarlarken insanlardan gizliyorlar da kendileriyle beraber olan Allah’tan gizlemiyorlar. Allah yaptıklarının hepsini bilmektedir.
 

4 : 109
İşte, siz onları dünya hayatında savunuyorsunuz, ama, diriliş günü onları Allah’a karşı kim savunacaktır veya kim onları koruyacaktır?
 

4 : 110
Kim bir kötülük işler veya kendine yazık ederse, sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah’ın bağışlayan ve acıyan olduğunu görür.
 

4 : 111
Kim bir günah kazanırsa, onu ancak kendi zararına kazanmış olur. Allah bilendir, bilgedir.
 

4 : 112
Kim büyük bir yanılgıya düşer veya günah kazanırsa, sonra onu suçsuz birinin üzerine atarsa, o, andolsun, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.
 

4 : 113
Allah’ın sana bolluğu ve acıması olmasaydı, onlardan bir takımı seni yoldan çıkarmaya özenirdi. Ancak onlar kendilerini saptırırlar ve sana hiçbir zarar da veremezler. Allah, sana kitabı ve bilgeliği indirdi ve sana bilmediğini öğretti. Allah’ın sana bolluğu büyük olmuştur.
 

4 : 114
İnsanların arasını düzeltmeyi ya da iyilik yapmayı veya yardım etmeyi emreden kimselerin dışında, yapılan gizli toplantıların çoğunda iyilik yoktur. Kim bunu Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yaparsa, ona büyük ödül vereceğiz.
 

4 : 115
Kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, kim peygambere karşı gelir ve inananların yolundan başkasına uyarsa, onu döndüğü yöne yürütür ve onu cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir!
 

4 : 116
Doğrusu, Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, ama, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allaha ortak koşan, andolsun, derin bir sapıklığa sapmış olur.
 

4 : 117
Onlar, Onun yerine dişilere yalvarıyorlar ve yalnız dik kafalı şeytana yalvarıyorlar.
 

4 : 118
(118-119) Allah ona lanet etsin. “Andolsun, kullarından belli bir takımı kendime alacağım, andolsun, onların yollarını şaşırtacağım, andolsun, onlara kuruntu kurdurtacağım ve andolsun, davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve onlara Allah'ın yaratışını değiştirmelerini emredeceğim" demişti. Öyle ise, kim Allah'ın yerine şeytanı veli edinirse, kuşkusuz, apaçık bir kayba uğrayacaktır.
 

4 : 119
(118-119) Allah ona lanet etsin. “Andolsun, kullarından belli bir takımı kendime alacağım, andolsun, onların yollarını şaşırtacağım, andolsun, onlara kuruntu kurdurtacağım ve andolsun, davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve onlara Allah'ın yaratışını değiştirmelerini emredeceğim" demişti. Öyle ise, kim Allah'ın yerine şeytanı veli edinirse, kuşkusuz, apaçık bir kayba uğrayacaktır.
 

4 : 120
Şeytan, onlara söz verir, onları umutlandırır. O, ancak aldatmak için söz verir.
 

4 : 121
İşte, onların varacağı yer cehennemdir. Oradan kaçacak yer bulamazlar.
 

4 : 122
Ve Allah’tan gerçek bir söz olarak, inananları ve yararlı işler işleyenleri, içlerinden ırmaklar akan, temelli ve ebedi kalacakları cennetlere koyacağız. Allah’tan daha doğru sözlü kimdir?
 

4 : 123
Bu, sizin kuruntularınıza ve kitap sahiplerinin kuruntularına göre değildir. Kim kötülük ederse onun cezasını görecek; kendisine Allah’tan başka dost da yardımcı da bulamaz.
 

4 : 124
Erkek veya kadından kim inanarak yararlı işler işlerse, işte, onlar cennete girerler ve hurma çekirdeğinin çukurundaki iplik kadar haksızlığa uğramazlar.
 

4 : 125
İyi davranarak, kendisini Allah’a teslim eden ve doğruya yönelen, İbrahim’in dinine uyandan, din bakımından daha güzel kim olabilir? Ve Allah İbrahim’i dost edindi.
 

4 : 126
Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah’a aittir. Allah her şeyi kuşatmıştır.
 

4 : 127
Kadınlar hakkında senden bilgi isterler. De ki: “Onlar hakkında bilgiyi size Allah verir. Bunlar, kendilerine yazılmış olan şeyi kendilerine vermediğiniz ve kendileriyle evlenmeyi arzuladığınız öksüz kadınlara; zavallı çocuklara ve öksüzlere denkserlikle bakmanız için kitapta size anlatılan ilkelerdir.” Ne iyilik yaparsanız, doğrusu Allah onu bilmektedir.
 

4 : 128
Eğer, kadın kocasının hırçınlığından ve aldırışsızlığından endişe ederse, aralarında bir anlaşma yapmalarında kendilerine bir engel yoktur. Anlaşma daha iyidir. Oysa, ruhlara bencillik yerleştirilmiştir. Eğer, iyi davranır ve saygılı olursanız, doğrusu, Allah'ın yaptıklarınızdan haberi bulunmaktadır.
 

4 : 129
Ne kadar uğraşırsanız, kadınlar arasında eşitlik yapamayacaksınız. Öyle ise bir tarafa bütünüyle eğilmeyin ki, ötekini askıda imiş gibi bırakmayasınız. Eğer, düzeltirseniz ve saygılı olursanız, doğrusu, Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

4 : 130
Eğer, karı koca ayrılırlarsa, Allah her birini genişliğiyle zengin eder. Allah kapsayıcıdır, bilgedir.
 

4 : 131
Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah’ındır. Andolsun, sizden önce kitap verilenlere ve size öğüt verdik ki, Allah’a saygılı olun. Eğer, nankörlük ederseniz, doğrusu, göklerde ve yerde olanlar Allah’a aittir. Ve Allah zengindir, övülmeye layıktır.
 

4 : 132
Göklerde olanlar ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. Allah koruyucu olarak yeter.
 

4 : 133
Ey insanlar! Dilerse, sizi yok eder ve başkalarını getirir. Allah’ın buna gücü yeter.
 

4 : 134
Kim dünya iyiliğini isterse bilsin ki, Allah katında hem dünyanın, hem geleceğin iyiliği vardır. Allah işitendir, görendir.
 

4 : 135
Ey inananlar! Kendinizin, ana babanızın ve en yakınlarınızın aleyhinde de olsa, zengin veya fakir de olsa, ki Allah onlara daha yakındır, Allah için tanıklık ederek denkserliği ayakta tutun. Adil olmanız için, heveslerinize uymayın. Eğer yan çizerseniz veya aldırış etmezseniz, doğrusu, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 

4 : 136
Ey inananlar! Allah’a, elçisine ve elçisine indirdiği kitaba, daha önce indirdiği kitaba da inanın. Kim, Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkâr ederse, kuşkusuz, derin bir yanılgıya sapmış olur.
 

4 : 137
Doğrusu, inanıp sonra inkâr edenler, sonra inanıp inkâr edenler, sonra da inkârları artmış olanları Allah ne bağışlayacak, ne de doğru yol gösterecektir.
 

4 : 138
İkiyüzlülere acıtıcı bir azap olduğunu müjde et!
 

4 : 139
Bunlar, inananları bırakıp inkârcıları dost edinirler. Onların yanında bir şeref mi arzu ediyorlar? Doğrusu, şeref bütünü ile Allah’a aittir.
 

4 : 140
Allah kitapta size şunu bildirdi. “Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikçe onlarla oturmayın, doğrusu, siz de o durumda onlar gibi olursunuz.” Doğrusu, Allah ikiyüzlülerin ve inkârcıların hepsini cehennemde toplayacaktır.
 

4 : 141
Sizi gözetleyenler, şayet Allah'tan size bir başarı gelirse “Sizinle beraber değil miydik?” derler. Eğer, inkârcıların bir kazancı olursa, onlara “Size üstünlük sağlayıp sizi inananlardan korumadık mı?” derler. Allah diriliş günü aranızda hüküm verecektir. Allah, inananlara karşı inkârcılara yol vermeyecektir.
 

4 : 142
Doğrusu, ikiyüzlüler Allah'ı aldatmaya çalışırlar, oysa, Allah o aldatmayı kendilerine çevirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman, tembel tembel kalkarlar ve insanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı çok az anarlar.
 

4 : 143
Bu arada bocalayıp durmaktadırlar, ne bunlarla ne de onlarla. Allah'ın şaşırttığı kimseye sen yol bulamazsın.
 

4 : 144
Ey inananlar! İnananları bırakıp inkârcıları dost edinmeyin. Allah'a, aleyhinizde olan açık bir kanıt mı vermek istiyorsunuz?
 

4 : 145
Doğrusu, ikiyüzlüler, ateşin en alt katında olacaklar ve sen onlara yardım edecek birini bulamayacaksın.
 

4 : 146
Ancak, tövbe edenler, düzeltenler, Allah'a sıkı bağlananlar ve dinlerini Allah'a özgü kılanlar, işte, bunlar inananlarla beraber olacaklardır. Allah da inananlara büyük ödül verecektir.
 

4 : 147
Siz şükreder ve inanırsanız, Allah size niçin azap etsin? Allah çalışmalarınızı ödüllendirir, her şeyi bilir.
 

4 : 148
Allah, haksızlığa uğrayanın dışında, kötülüğün sözle bile açığa vurulmasını sevmez. Allah işitendir, bilendin
 

4 : 149
Bir iyiliği açığa vurur veya onu gizler, ya da bir kötülüğü affederseniz, doğrusu Allah da bağışlar, o güçlü olandır.
 

4 : 150
Doğrusu, Allah'ı ve elçilerini inkâr edenler ve Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyenler, “Kimine inanır ve kimini inkâr ederiz" diyenler, ikisi arasında bir yol tutmak isterler.
 

4 : 151
İşte, bunlar gerçekten inkarcılardır. Biz de inkârcılara aşağılık bir azap hazırladık.
 

4 : 152
Ve Allah a ve elçilerine inananlar ve hiçbirinin arasını ayırmay anlar, işte, onlara ödüllerini vereceğiz. Ve Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

4 : 153
Kitaplılar, gökten kendilerine bir kitap indirtmeni isterler. Andolsun, Musa'dan, bundan daha büyüğünü istemişlerdi. “Allah'ı bize apaçık göster” demişlerdi. Haksızlıklarından dolayı onları yıldırım çarpmıştı. Öyleyken açık belgeler kendilerine geldikten sonra bile buzağıyı benimsediler. Ama, bunu da bağışladık ve Musa'ya apaçık, güçlü bir belge verdik.
 

4 : 154
Kesin söz vermelerinden dolayı, Dağ’ı üzerlerine yükselttik ve onlara “Kapıdan boyun eğerek girin” dedik; Onlara “Cumartesileri de çiğnemeyin" dedik ve onlardan kesin bir söz aldık.
 

4 : 155
Antlaşmalarını bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri, “Gönüllerimiz kınlıdır” demeleri ve belki de inkârlarından dolayı, Allah gönüllerine mühür basmıştır. Bunun için onlardan pek azı inanır.
 

4 : 156
(156-158) Bu Ayrıca inkârlarından, Meryem'e büyük iftira atmalarından ve “Doğrusu biz Allah'ın elçisi Meryemoğlu İsa Mesihi öldürdük” demelerinden ötürüdür. Oysa, onu öldürmediler ve çarmıha germediler, ancak kendileri öyle sandılar. Doğrusu, anlaşmazlığa düştükleri şeyde şüphededirler. Bu hususta sanıya uymaktan başka kesin bir bilgileri yoktur. Onu kesinkes bilemediler. Tam tersine, Allah onu kendisine doğru yükseltti. Allah güçlüdür, bilgedir.
 

4 : 157
(156-158) Bu Ayrıca inkârlarından, Meryem'e büyük iftira atmalarından ve “Doğrusu biz Allah'ın elçisi Meryemoğlu İsa Mesihi öldürdük” demelerinden ötürüdür. Oysa, onu öldürmediler ve çarmıha germediler, ancak kendileri öyle sandılar. Doğrusu, anlaşmazlığa düştükleri şeyde şüphededirler. Bu hususta sanıya uymaktan başka kesin bir bilgileri yoktur. Onu kesinkes bilemediler. Tam tersine, Allah onu kendisine doğru yükseltti. Allah güçlüdür, bilgedir.
 

4 : 158
(156-158) Bu Ayrıca inkârlarından, Meryem'e büyük iftira atmalarından ve “Doğrusu biz Allah'ın elçisi Meryemoğlu İsa Mesihi öldürdük” demelerinden ötürüdür. Oysa, onu öldürmediler ve çarmıha germediler, ancak kendileri öyle sandılar. Doğrusu, anlaşmazlığa düştükleri şeyde şüphededirler. Bu hususta sanıya uymaktan başka kesin bir bilgileri yoktur. Onu kesinkes bilemediler. Tam tersine, Allah onu kendisine doğru yükseltti. Allah güçlüdür, bilgedir.
 

4 : 159
Kitaplılardan, hiçbir kimse yoktur ki, ölmeden önce ona inanmamış olsun ve o diriliş günü onların aleyhine tanıklık eder.
 

4 : 160
(160-161) Yahudi olanların, haksızlık yapmalarından, çoklarını Allah yolundan alıkoymalarından, kendilerine yasaklanmış artı olanı almalarından ve insanların mallarını haksız olarak yemelerinden ötürü, kendilerine helal kılınmış olan temiz şeyleri de onlara haram kıldık. Onlardan, inkâr edenlere acıtıcı azap hazırladık.
 

4 : 161
(160-161) Yahudi olanların, haksızlık yapmalarından, çoklarını Allah yolundan alıkoymalarından, kendilerine yasaklanmış artı olanı almalarından ve insanların mallarını haksız olarak yemelerinden ötürü, kendilerine helal kılınmış olan temiz şeyleri de onlara haram kıldık. Onlardan, inkâr edenlere acıtıcı azap hazırladık.
 

4 : 162
Ancak, onlardan ilimde derinleşmiş olanlara, sana indirilene ve senden önce indirilenlere inanmış inançlılara, namaz kılanlara, zekat verenlere, Allah'a ve sonraki güne inananlara, işte bunlara, büyük ödüller vereceğiz.
 

4 : 163
Doğrusu Biz, Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a, oymaklara, İsa’ya, Eyüp’e, Yunusa, Harun’a ve Süleyman’a da vahyettik, Davud’a da Zebur’u verdik.
 

4 : 164
(164-165) Elçilerden sonra, insanların Allah’a karşı bir kanıtları olmaması için, gönderilen müjdeci ve uyarıcı elçilerden bir kısmını daha önce sana anlattık, bir kısım elçileri anlatmadık. Allah, Musa ile doğrudan konuştu. Allah güçlüdür, bilgedir.
 

4 : 165
(164-165) Elçilerden sonra, insanların Allah’a karşı bir kanıtları olmaması için, gönderilen müjdeci ve uyarıcı elçilerden bir kısmını daha önce sana anlattık, bir kısım elçileri anlatmadık. Allah, Musa ile doğrudan konuştu. Allah güçlüdür, bilgedir.
 

4 : 166
Ancak Allah, sana indirdiğini bilerek indirdiğine tanıklık eder. Melekler de tanıklık ederler. Doğrusu tanık olarak Allah yeter.
 

4 : 167
Doğrusu, inkâr edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar, kuşkusuz, derin bir şaşkınlığa saplanmışlardır.
 

4 : 168
(168-169) Doğrusu inkâr edenleri ve haksızlık yapanları Allah bağışlayacak değildir ve onları, içinde sonsuza dek temelli olarak kalacakları cehennem yolundan başka bir yola koyacak da değildir. Ve bu, Allah’a kolaydır.
 

4 : 169
(168-169) Doğrusu inkâr edenleri ve haksızlık yapanları Allah bağışlayacak değildir ve onları, içinde sonsuza dek temelli olarak kalacakları cehennem yolundan başka bir yola koyacak da değildir. Ve bu, Allah’a kolaydır.
 

4 : 170
Ey insanlar! Kuşkusuz elçi size Rabbinizden gerçeği getirdi. İnanın! Bu iyiliğinize olur. Eğer, inkâr ederseniz, doğrusu, göklerde ve yerde olanlar Allah’a aittir. Ve Allah bilgindir, bilgedir.
 

4 : 171
Ey kitap ehli! Dininizde aşırı gitmeyin. Allah hakkında ancak gerçek olanı söyleyin. Kuşkusuz, Meryemoğlu İsa Mesih, Allahın elçisi, Meryem'e attığı sözü ve kendinden bir ruhtur. Allah’a ve elçilerine inanın. “Üçtür” demeyin, iyiliğiniz için bundan vazgeçin. Allah, ancak tek bir tanrıdır, çocuğu olmaktan yücedir. Göklerde olanlar ve yerde olanlar O’nundur. Gözetleyici olarak Allah yeter.
 

4 : 172
Mesih de, gözde melekler de Allah'a kul olmaktan kaçınmazlar. O'na tapmaktan kim kaçınırsa ve büyüklük taslarsa, sonunda O hepsini huzurunda toplayacaktır.
 

4 : 173
İnananlara ve yararlı işler işleyenlere gelince, onların ödüllerini verecek ve onlara olan bolluğunu daha da artıracaktır. Ancak kulluk yapmaktan kaçınanlara ve büyüklük taslayanlara gelince, onlara acıtıcı bir azapla azap edecektir. Kendilerine, Allah’tan başka bir veli ve yardım eden bulamayacaklardır.
 

4 : 174
Ey insanlar! Şüphesiz, Rabbinizden size kesin bir delil geldi ve size aydınlatıcı bir ışık indirdik.
 

4 : 175
Allah'a inananlara ve O'na bağlananlara gelince, onları kendi rahmetine ve bolluğuna kavuşturacak ve onlara kendisine olan doğru yol gösterir.
 

4 : 176
Senden bilgi isterler, de ki: “Allah, size ikinci dereceden mirasçılar hakkında bilgi verir: Çocuğu olmayıp bir kız kardeşi olan bir erkek ölürse, kız kardeşine bıraktığının yarısı kalır. Eğer kız kardeşinin çocuğu yoksa kız kardeşine vâris olur. Eğer iki tane kız kardeşi olursa ikisi bıraktığının üçte ikisini alırlar. Eğer erkekler ve kadınlar kardeş iseler erkeğe iki kadının hissesi kadar düşer. Şaşırırsınız diye Allah size anlatıyor. Ve Allah her şeyi bilir.
 


5-MÂİDE SURESİ - Al-Maeda - MEDİNE/112 - 120 Ayet

Bismillahirrahmanirrahim
5 : 1
Ey inananlar! Anlaşmaları yerine getirin. İhramda iken, avlanmayı helal saymadan, size bildirilecek olanlar dışında kalan otçul dört ayaklı hayvanlar helal kılındı. Doğrusu, Allah dilediği hükmü verir.
 

5 : 2
Ey inananlar! Allah’ın belirtilerine, saygın aya, kurbanlığa, gerdanlıklılara, Rablerinden bolluk ve hoşnutluk arzu ederek Saygın Eve gelenlere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Saygın Mescidden alıkoyan bir ulusa olan öfkeniz düşmanlık yapmanıza sebep olmasın. İyilik yapmakta ve saygın olmakta yardımlaşın. Günah işlemekte ve düşmanlık yapmakta yardımlaşmayın. Allah’a saygılı olun. Doğrusu Allah’ın cezalandırması çetindir.
 

5 : 3
Size, leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, boğulmuş, vurularak öldürülmüş, düşüp ölmüş, süsülerek ölmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, canları çıkmadan kesmemişseniz; ve dikili taşlar üzerine boğazlanan hayvanların etlerini yemeniz ve fal oklarıyla kısmet aramanız haram kılındı. İşte bunlar yoldan çıkmadır. Bugün, inkâr edenler dininizden umutlarını kesmişlerdir. Artık, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün size dininizi bütünledim ve size olan nimetimi tamamladım. Size din olarak İslam’ı seçtim. Ancak darda kalan, günaha eğilimli olmadan yiyebilir; doğrusu, Allah bağışlayandır, acıyandır.
 

5 : 4
Sana, neyin kendilerine helal kılındığını soruyorlar. De ki: “Size hoş, temiz olanlar helal kılındı; Allah’ın size öğrettiği gibi öğretip yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarının üzerine Allah’ın adını anarak yiyin. Allah’a saygılı olun. Doğrusu, Allah’ın hesap görmesi çabuktur.”
 

5 : 5
Bugün size hoş ve temiz olanlar helal kılındı. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir. İnananlardan iffetli kadınlar, sizden önce kitap verilenlerden iffetli kadınlar zina etmeksizin ve dost tutmaksızın ücretlerini verdiğiniz takdirde size helaldir. Kim inanmayı reddederse, şüphesiz, işleri boşa gider. O, sonrakinde kaybedenlerden biridir.
 

5 : 6
Ey inananlar! Namaza kalkacağınız zaman; yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarınızı, başlarınızı sıvazlayıp, topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer, cünüpseniz yıkanın, şayet hasta veya yolculukta iseniz, ya da ayak yolundan gelmişseniz, yahut da kadınlarla dokunuşmuşsanız ve su da bulamamışsanız temiz bir toprağa yönelin, onunla yüzlerinizi ve ön kollarınızı sıvazlayın. Allah sizi zora koşmak istemez. Ama, şükredersiniz diye sizi arıtmak ve size nimetini tamamlamak ister.
 

5 : 7
Allah'ın size olan nimetini ve “İşittik, itaat ettik” demenizden ötürü sizinle sağlamlaştırdığı antlaşmayı hatırlayın. Allaha saygılı olun. Doğrusu, Allah gönüllerde olanı bilmektedir.
 

5 : 8
Ey inananlar! Allah için adaleti yerine getirmede örnek olun. Bir ulusa olan düşmanlık adaletli olmanızı engellemesin. Adaletli olun, bu saygın olmaya daha çok yaraşır. Allah a saygılı olun. Doğrusu, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 

5 : 9
Allah, inananlara ve yararlı işler işleyenlere bağışlama ve büyük ödül için söz vermiştir.
 

5 : 10
İnkâr edenler ve ilkelerimizi yalanlayanlar, işte, onlar alevli ateşliklerdir.
 

5 : 11
Ey inananlar! Allah'ın size olan nimetini anın. Hani, bir ulus size ellerini uzatmaya yeltenmişti de, Allah ellerini sizden önledi. Allaha saygılı olun. İnananlar yalnız Allah a güvensinler.
 

5 : 12
Andolsun ki, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Biz onlardan on iki önder gönderdik. Ve Allah “Doğrusu, Ben sizinleyim. Namaz kılarsanız, zekat verirseniz, elçilerime inanırsanız, onları desteklerseniz, Allaha güzel ödünç verirseniz, sizin kötülüklerinizi örteceğim, andolsun, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğim. Artık, bundan sonra sizden kim inkâr ederse, düz yolda şaşırmış olur.”
 

5 : 13
Verdikleri sözde durmamalarından dolayı onları lanetledik ve gönüllerini katılaştırdık. Onlar sözcükleri yerlerinden kaydırırlar ve kendilerine hatırlatılandan bir bölümünü unuttular. İçlerinden pek azı dışındakilerin hainliklerini görüp durursun. Onları bağışla ve aldırma. Doğrusu, Allah iyi davrananları sever.
 

5 : 14
Biz ‘Hıristiyanız’ diyenlerden de sağlam söz almıştık. Onlar da kendilerine hatırlatılandan gerekeni unuttular. Biz de diriliş gününe kadar aralarında düşmanlığı ve kini depreştirdik. Allah, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir.
 

5 : 15
Ey kitaplılar! Kitaptan, gizleyip durduğunuz şeyin birçoğunu size açıklayan ve birçoğunu da geçen elçimiz, size kesin gelmiştir. Size Allah’tan bir ışık ve apaçık bir kitap geldi.
 

5 : 16
Allah, kendi hoşnutluğunu gözetenlere elçisiyle barış yollarını gösterir. Ve onları buyruğu ile karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onlara doğru yolu gösterir.
 

5 : 17
Andolsun, “Doğrusu, Allah ancak Meryemoğlu Mesih’tir” diyenler kafir olmuşlardır. De ki: “Allah, Meryem oğlu Mesih’i, anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istemiş olsa, kim Allah’a karşı koyabilir? Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin egemenliği Allah’a aittir. Dilediğini yaratır ve Allah’ın gücü her şeye yeter."
 

5 : 18
Yahudiler ve Hıristiyanlar “Biz Allah'ın oğullarıyız ve Onun sevgilisiyiz” dediler. De ki: “Öyle ise günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor?” Hayır! Siz de Onun yaratıklarından insanlarsınız. Dileyeni bağışlar, dileyene azap eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin egemenliği Allaha aittir ve gidiş O’nadır.
 

5 : 19
Ey kitaplılar! Elçilerin arasının kesilip bir boşluk meydana geldiği sırada “Bize bir müjdeci ve uyarıcı gelmedi” dersiniz diye, size açık açık anlatan elçimiz geldi. Artık size bir müjdeci ve uyarıcı gelmiş bulunmaktadır. Allah'ın gücü her şeye yeter.
 

5 : 20
Musa, ulusuna, “Ey ulusum! Allah'ın size olan nimetini anın. Hani, içinizden peygamberler yetiştirdi ve sizi hükümdarlar yaptı, dünyalarda hiç kimseye vermediğini size verdi.
 

5 : 21
Ey ulusum! Allah’ın size yazdığı kutsal yere girin. Ardınıza dönmeyin, yoksa kaybedenlere dönersiniz” dedi.
 

5 : 22
“Ey Musa! Doğrusu, orada zorba bir ulus vardır. Doğrusu, onlar oradan çıkmadıkça biz asla oraya girmeyiz; eğer onlar oradan çıkarsa, doğrusu, biz de gireriz” dediler.
 

5 : 23
Korkanların içinden olan ve Allah'ın kendilerine iyilikte bulunduğu iki kişi, “Üzerlerine kapıdan yürüyün, oradan girerseniz, doğrusu üstün gelirsiniz, eğer inanıyorsanız, Allah'a güvenin” dedi.
 

5 : 24
“Ey Musa! Kuşkusuz, onlar orada oldukça, biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin, gidin savaşın. Kuşkusuz, biz burada oturacağız” dediler.
 

5 : 25
“Rabbim! Doğrusu, ben ancak kendime ve kardeşime sahibim. Artık, yoldan çıkmış ulusla bizim aramızı ayır” dedi.
 

5 : 26
“Doğrusu, orası kırk yıl onlara yasaktır. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Sen yoldan çıkmış ulus için tasalanma” dedi.
 

5 : 27
Onlara, Adem’in iki oğlunun olayını doğru olarak anlat. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı. Birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. “Andolsun ki, seni öldüreceğim” dedi. “Allah yalnız saygılı olanlarınkini kabul eder.
 

5 : 28
Eğer beni öldürmek için elini bana uzatırsan, seni öldürmek için ben elimi sana uzatmam. Doğrusu, ben dünyaların Rabbi Allah’tan korkarım.
 

5 : 29
Doğrusu ben, hem benim, hem de senin günahınla dönüp ateşliklerden olasın, isterim. Bu, kıyıcıların cezasıdır” dedi.
 

5 : 30
Bunun üzerine bencilliği kendisine kardeşini öldürmeye boyun eğdirdi de, onu öldürdü. Böylece kaybedenlerden oldu.
 

5 : 31
Ve Allah, kardeşinin ayıbını nasıl örteceğini ona göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O “Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ayıbını örtmek için bu kargadan da mı aciz oldum?” dedi de, böylece yaptığına pişmanlık duyanlardan oldu.
 

Arama 1.45 saniyede gerceklestirilmistir
Arama sonucu 6236 Ayet bulundu. [ << Onceki401-500 501-600 601-700701-800 Sonraki >> ]